astronotlar Jim Lovell, Fred Haise ve Jack Swigert... ay modülüne bir cankurtaran gibi, geçiyorlar, böylece komuta modülündeki telsizleri için enerjileri olacak. | Open Subtitles | و رواد الفضاء جيم لوفيل و فريد هيز و جاك سويجرت يقطعون طريقهم عبر النفق نحو الوحدة القمرية من أجل استخدامها كقارب نجاة |
uzay mekiklerindeki astronotlar 4 katları ile başa çıkmak zorundalar. | Open Subtitles | على رواد الفضاء داخل المكوك الفضائي تحمل 4 وحدات جاذبية. |
Bunlardan biri bağışıklık sisteminin bastırılarak Astronotların hastalıklara daha yatkın hâle gelmesidir. | TED | واحدة من هذه الأشياء أن أنظمتنا المناعية تصبح مكبوتة، مما يجعل رواد الفضاء أكثر ميلاً للإصابة بالعدوى. |
Astronotların hayatını kurtarmak üzere deney tasarlayan 16 yaşındaki bir lise öğrencisi nadir bir olay, bir çocuk deha gibi görülebilir. | TED | فتاة بعمر السادسة عشر تصمم تجربة حمض نووي لحماية أرواح رواد الفضاء قد تبدو شيئاً نادراً، علامة مميزة لطفلة عبقرية. |
Öldürücü CO2 gazı... aldıkları her nefeste astronotları zehirliyor. - Önünüze bakın. | Open Subtitles | غاز ثاني اكسيد الكربون قد يصل إلى درجات سامة حول رواد الفضاء |
Her bir Astronot, kişisel eşyalarının arasında yaklaşık on tane ipek bayrak taşıdı. | TED | حمل كل من رواد الفضاء حوالي عشرة أعلام من الحرير في حقائبهم الشخصية. |
Fakat, uzay aracı Dünya'ya geri döndüğünden ve astronotlar Dünya'nın yer çekimi alanına girdiğinden dolayı yer çekiminin etkilerini görmeye başlarlar. | TED | لكن عندما يقوم مكوك الفضاء بالرجوع للأرض، وعندما يدخل رواد الفضاء لحقل جاذبية الأرض، يبدأون بملاحظة تأثيرات الجاذبية. |
astronotlar fırlatma sahasına bu gerçekten güzel havalandırmalı kamyonet ile gider fakat ben ön koltuğu kaptım. | TED | يحصل رواد الفضاء على عربة رائعةٍ مجهزة بمكيف هواء للوصول إلى منصة الإطلاق ولكنني حصلت على محمل أماميٍّ. |
astronotlar bu şekilde Dünya'yı dolanıyor. | TED | وبهذه الطريقة، يدور رواد الفضاء حول الأرض. |
astronotlar, Uluslararası uzay İstasyonu'na geldiklerinde gezegenden 250 mil yüksekte yörüngedeydiler. | TED | عندما يعيش رواد الفضاء على متن محطة الفضاء الدولية، فإنهم يدورون حول الكوكب بارتفاع 250 ميلاً. |
Ancak astronotlar son inişlerine başlamadan önce bir acil durum alarmı çaldı. | TED | ولكن قبل أن يبدأ رواد الفضاء هبوطهم الأخير، أُطلقت أجراس الإنذار. |
Apollo 11'in inişi astronotlar, Görev Kontrolü, yazılım ve donanımın hepsinin entegre bir sistem olarak birlikte çalışmalarıyla alakalıydı. | TED | نجحت رحلة المركبة أبولو 11 بفضل عمل رواد الفضاء ومركز التحكّم والبرمجيات والأجزاء الصلبة للحاسوب التي عملت كنظام متكامل. |
Astronotların ağırlıksız hissetmesinin sebebi uzay istasyonun sürekli Dünya'ya düşmesinden kaynaklanır. | TED | يشعر رواد الفضاء بانعدام الوزن لأن محطة الفضاء تسقط بشكل مستمر باتجاه الأرض. |
Bu atılımdan sonra Margaret yazılımının Astronotların da eşzamansız bir ortamda çalışmasına yardımcı olabileceğini fark etti. | TED | بعد هذا الابتكار المميز، أدركت مارغريت أن برمجيتها تستطيع مساعدة رواد الفضاء على العمل في بيئة غير متزامنة أيضاً. |
Astronotların hayvanat bahçesinde ne işi var Sayın Başkan? | Open Subtitles | ماذا يفعلو رواد الفضاء في حديقة الحيوانات ، سيدي؟ |
Bundan da, astronotları korumamız gerekecek. | TED | مرة أخرى، نحتاج إلى حماية رواد الفضاء من هذا. |
Baba... yanan astronotları tanıyormuydun. | Open Subtitles | هل كنت تعرف رواد الفضاء الذين تعرضوا للحريق؟ |
Birkaç saat önce Astronot Neil Armstrong aya ayak basan ilk Astronot oldu. | Open Subtitles | سيرتدون رواد الفضاء بذتهم الفضائيه بعد بضعه ساعات نيل ارمستروغ سيخطو خطواته الاولي |
Homer Hickam, NASA'da mühendis oldu ve şimdi uzay mekikleri için Astronot yetiştiriyor. | Open Subtitles | أصبح هومر هيكام مهندس بوكالة ناسا يدرب رواد الفضاء على مهمات المكوكات الفضائية |
Birçok astronotun yaşadığı gibi, yeterince geniş bir mesafeden bir şey görmek her şeyi değiştirir. | TED | رؤية الأشياء من مسافة بعيدة يغير كل شيء، كما شهد العديد من رواد الفضاء. |
Eski astronotlarla ilgili diğer gezegenlerdeki hayatlar hepsiyle ilgili haklıydı. | Open Subtitles | حيال رواد الفضاء القدامى ووجود حياة على كواكب أخرى حيال كل شئ |
Güneş lekelerinin artışı astronotlardan dünya üzerideki elektrik şebekesine kadar her şey için tehlike boyutunun artışı demektir. | Open Subtitles | وكلما ازداد عدد البقع الشمسية يصبح نجمنا أقوى يهدد كل شيء, من رواد الفضاء إلى شبكات الكهرباء و الأرض |
The Astronaut Wives Club'da daha önce... | Open Subtitles | سابقاً على "نادي زوجات رواد الفضاء" |
Bu kozmonotlar saklanmak istemişler. Peki neden? | Open Subtitles | لماذا أراد رواد الفضاء الإختباء؟ |
astranotların dev kadınla karşılaştığı "Twilight Zone" hangisi? | Open Subtitles | ما اسم منطقة غروب الشمس التى يقابل فيها رواد الفضاء "السيدة العملاقة"؟ |
astronotlarımızın bunu yıllardır kullanıyor olmasına rağmen, bunu deneyecek ilk servis biziz. | Open Subtitles | انه من ناسا , وايضا كان رواد الفضاء لدينا يستخدمونه نحن اول خدمة تقدمه |