Büyük bir tüketim malları şirketinde İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalışan Christopher'ın anlattığı gerçek bir hikayeydi. | TED | كانت تلك قصة حقيقية، رواها لي كريستوفر، مدير موارد بشرية نشيط في شركة استهلاكية كبيرة. |
Bay Treves'in dün gece anlattığı çok garip bir hikâyeydi, değil mi? | Open Subtitles | يا لها من قصة غريبة تلك التى رواها السيد تريفيز ليلة امس,اليس كذلك ؟ |
Bu budalanın tekinin anlattığı bir hikaye, şamata ve öfke dolu baştan başa, hiç bir manası yok. | Open Subtitles | إنها قصة رواها أحمق غضب كامل يمثل لا شيئ |
O bir kabus, dişi bir iblis, insanlar tarafından anlatılan en eski ve süregelen hikayedir. | Open Subtitles | إنها كابوس , شيطانة أقدم وأطول قصة رواها البشر |
hayat gürültü ve öfkeyle dopdolu ve bir aptal tarafından bize anlatılan hiç bir şey ifade etmeyen bir hikayedir. | Open Subtitles | الحياة حقاً رواية رواها أحمق مليئة بالصوت و الغضب و لا تشير إلى أي شيء |
Size anlattığı hikaye hem mahkemeye hem de polislere anlattığı hikayeyle örtüşüyor. | Open Subtitles | حسنا، تلك القصة التي أخبرك إياها تطابق القصة التي قالها في المحكمة والقصة التي رواها للشرطة أثناء التحقيق معه |
Bu, bilimin bugüne kadar anlattığı en güzel öykü: | Open Subtitles | و هي أعظم قصةٍ قد رواها العلم. |
Babamın anlattığı hikayeleri hatırlıyorum. | Open Subtitles | -أتذكر القصص التي رواها أبي |
anlatılan en büyük aşk hikayesi olabilirdik. Belki de neden olmadığımızı unutmuşsundur. | Open Subtitles | لغدونا أعظم قصّة عشق رواها الزمان، لعلّك نسيتِ أنّنا لسنا كذلك. |