| Cinayet günü Rosaleen Cloade bankerlerine telefon edip 20 bin pound çekmelerini istemiş. | Open Subtitles | ظهيرة يوم الجريمة اتصلت روزالين بالبنك ليقوموا بترتيب سحب مبلغ 20,000 جنيه نقدا |
| Rosaleen'in tanıştırılması hepimizin umduğundan çok daha ateşli oldu. | Open Subtitles | وكان قدوم روزالين قد اثبت وجود احتقان تجاهها الى حد ما اكثر من توقعاتنا |
| Ama bir mucize oldu ve Rosaleen de bir şekilde kurtulup o cehennemden yürüyerek çıktı. | Open Subtitles | ولكن, وياللمعجزة,فقد نجت روزالين ايضا وجدناها تخرج من وسط الجحيم |
| Rosalyn, işine gelse kendi yaratıcını bile gerçek ölüme gönderirdin. | Open Subtitles | روزالين, أنتِ ستعلنين عقوبة الموت الحقيقي على صانعك إذا كان فيه خدمة لبرنامجك السياسي |
| Kısa bir süre sonra bir görüşmemiz var ve burada biraz zaman geçirip kendimi Rosalyn Graham'ın katilinin yerine koyabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | من المقرر ان نذهب لمقابلة قريبا وظننت بان قضائي للوقت هنا سيساعد في فهمي لتفكير قاتل روزالين كراهام |
| Öylesine aşık olduğun Rosaline'i yüzüstü bıraktın. öyle mi? | Open Subtitles | أليست روزالين هى التى تحبها بشدة ؟ هل نسيتها سريعا هكذا ؟ |
| Roseline'in omuriliğinde giderek yürümesini zorlaştıran bir tümör var. | Open Subtitles | روزالين لديها ورم على الحبل الشوكي وذلك يسبب لها صعوبة عالية في المشي |
| Rosaleen'in karşı çıkacağını sanmam, ama erkek kardeşi çıkar. Hiç hoş bir adam değil o. | Open Subtitles | انا أشك ان روزالين يمكن ان تعترض, ولكن أخوها هو الذى يعترض,فهو انسان مزعج جدا جدا |
| Rosaleen denen kadın kardeşimle evlenemezdi. | Open Subtitles | المرأة روزالين لم تكن حرة ابدا لتتزوج من أخى. |
| Bunu mahcup edici buldun Rosaleen, bir de benim neler hissettiğini düşün. | Open Subtitles | اعرف انك تجدين هذا محرجا يا روزالين استطيع ان اتخيل هذا |
| Rosaleen, evliliğimi kurtardığından kesinlikle eminim. | Open Subtitles | روزالين,ليس لدىً اى شك فى انك اتقذتى زواجى |
| Rosaleen, bundan profesyonel ders çıkarabilirsin, çok yetenekli. | Open Subtitles | روزالين,ليس هناك اسوأ من ان تتعلمى بعض الدروس الأحترافية من هذه, انها طبيعية |
| Rosaleen'le aramda olanlar seni ilgilendirmez. | Open Subtitles | مهما حدث بينى وبين روزالين فأنه لا يخصك. |
| Rosalyn Graham'ın avukatının şirketini ziyaret ettim. | Open Subtitles | لقد ذهبت لشركة المحامي لـ روزالين كراهام |
| Ancak şimdi Rosalyn'in mülkü bağlandığı için Hull haklarını talep edemez. | Open Subtitles | ولان بما ان ممتلكات روزالين موقوفه هال لا يستطيع الحصول على حقوقها |
| Sana göre Rosalyn'i öldüren kişi Hull'un projesinin ilerlemesini durdurdu. | Open Subtitles | تظن بان من قتل روزالين فعل ذلك ليوقف تقدم مشروع هال |
| Rosalyn Graham'ın özellikle projenizi engellemek için öldürüldüğüne inanıyoruz. | Open Subtitles | لقد اسئت الفهم نحن نعتقد بان روزالين قتلت فقط لأيقاف مشروعك |
| Utruvio'nun dul eşi, ve güzel yeğenleri Rosaline... | Open Subtitles | وسيدة أرملة فيتروفيو وابنة أختها، روزالين |
| Bu ne değişme! Büyük bir aşkla sevdiğin Rosaline'i, çabucak bıraktın ha? | Open Subtitles | هل نسيت روزالين التي أحببتها بشدة بهذه السرعة |
| Roseline'i Port-au-Princ'ten dönerken yanımda getirdim. | Open Subtitles | لقد أتيت بـ روزالين معي Port-au-Prince" من" *عاصمة دولة في أفريقيا* |
| - Roselyn Sands. | Open Subtitles | - روزالين ساندز |
| Babam da Spartanburg Kasabası'ndaki çiftliğimizde traktör kazasından öldü. Ben ve Roseleen de... | Open Subtitles | في حادثة الجرارة في مزرعتنا في مدينة سبارتانبيرغ ، لذا أنا و روزالين... |