| Tam da o sıralarda Rus'un teki bolca "kurşun zehirlenmesi" yaşamış. | Open Subtitles | تماماً في نفس الوقت تعرّض رجل روسيّ للموت بالتسمّم الرصاصيّ الحاد. |
| Zaten çocuklara hiç ilgi göstermezdim. Şimdi de bir Rus çocuğu. | Open Subtitles | فى البداية لم تبدي أي إهتمام بالأطفال، ومن بعدها روسيّ |
| Bir El-Kaide'linin Rus bir silah tüccarından otomatik silah almak istediğine dair sağlam bir bilgi vardı. | Open Subtitles | كانت لدينا إخبارية جيدة عن خلية للقاعدة كانت تحاول الحصول على أسلحة آلية من تاجر أسلحة روسيّ |
| Büyük bir alıcıyla Rus mafyası arasındaki uyuşturucu satışını bastık. | Open Subtitles | داهم صفقة مُخدرات بين مروّج مخدرات مهيب غوغائيّ روسيّ. |
| Ben Rusça bilmiyorum. Irina, bir Rus adam arıyor ve pek mutlu değil. | Open Subtitles | أيرينا" ، إنه رجل روسيّ" ولا يبدو سعيداً |
| Rus mafyasıyla ve tehlikeli bir uyuşturucu taciriyle yüz göz olarak mı? | Open Subtitles | بالتسكّع مع روسيّ غوغائيّ ومُروّج مخدّرات قاتل؟ |
| Ben Rus değilim. Sırbistanlıyım seni pislik. | Open Subtitles | .أنا لستُ روسيّ .بل صربي روماني، أيها الداعر |
| Yani, o sadece bir Rus değil, çok zengin bir Rus. | Open Subtitles | إذن فهو ليس مُجرد روسيّ ولكن روسيّ غنيًا جدًا |
| Amerikan hükümetinin 2 milyar dolar harcamasını istiyordu, ama yeni bir silah için değil, her Rus vatandaşı için iyi yapılmış iki çift ayakkabı satın almak için. | Open Subtitles | أراد من الحكومة الأمريكيّة إنفاق ملياري دولار, لكن ليس على سلاح جديد, بل لشراء زوج من الأحذية الجيّدة الصنع لكلّ مواطن روسيّ. |
| Buradan 20 km mesafede Rus uçaklarının yaptığı uçuş pisti bombardımana 20 saniye uzaktaydık. | Open Subtitles | على مقربة 20 ثانية من قصف روسيّ. |
| Bay Silver'ın aslında bir Rus casusu olduğunu kanıtlamam gerçeği bağışlarınızı cömertçe yapmanızı hiçbir şekilde engellememeli. | Open Subtitles | الحقيقة انني على وشك اثبات أن السيد سيلفر جاسوس روسيّ ينبغي بأي حال من الأحوال الثناء على عطاءكم و سخائكم, انا لا أعلم عن ماذا تتحدّث, |
| "Ben Rus prensim" ya da "güzel hikayeydi" gibi. | Open Subtitles | مثل، " إنّي أمير روسيّ" أو "تلك كانت قصّة جيّدة" |
| Twitter'daki Rus araştırmacı gazetecilerle olan savaşım için bana zaman verdi. | Open Subtitles | هذا يمهلني وقتًا لحربي على "تويتر" ضد صحفي تحقيقات روسيّ. |
| Eski bir Rus deyimi vardır, şöyle derler: | Open Subtitles | ثمّة قول مأثور روسيّ: |
| Ve bu adam bir Rus polisidir. | Open Subtitles | وهذا الرّجل هنا، ضابط روسيّ. |
| En azından Rus olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا نعلم أنّه روسيّ. |
| Dave, şu an ihtiyacın olan şeyler yeni pantalon, bir çift shake weights...* ...ve benimle birlikte Rus Köpük Kulübü'nde bir gece. | Open Subtitles | (ديف)، ما تحتاج إليه، صحيح؟ سروالٌ جديد، أوزان تمرين، و سهرة في نادٍ روسيّ معي. |
| Çok güzel bir Rus ismi. | Open Subtitles | فهو اسم روسيّ جميل |
| Rus bir gurbetçiymiş. | Open Subtitles | إنّه وافد روسيّ |
| Ligeia ilginç bir isim. Rusça. | Open Subtitles | ليجيا ) ، اسم رائع جداً حقاً ) - انه روسيّ - |