"رُؤية" - Translation from Arabic to Turkish

• görmeye
• göremiyorum
• görmeden
• gördükten
• görmekten
• göremezsin
• göremezler

..görmeye dayanamayan, hepimizin içindeki o yerdenim.
. الذي لا يَستطيعُ تحمل رُؤية شخصآخرفي حاجةِأَو ألمِ.

Nasıl olduğunuzu görmeye geldim.
حَصلتُ على رُؤية كَمْ أنت كُنْتَ تَعْملُ.

Direnmenin yararını göremiyorum.
أنا لا أَستطيعُ رُؤية منفعة في المُقَاوَمَة

Neler olduğunu göremiyorum.
لا أَستطيعُ رُؤية ماذا يَحْدثُ. إبقَ مستلقي.

Polis raporunu görmeden bunu söylemek çok zor.
لذا أنت كُنْتَ صحيح. هي لَمْ يَكنْ مُمْكِنناً أنْ تَضْربَ تلك الصخرةِ. من الصعب الإخْبار بدون رُؤية تقريرِ الشرطةَ.

kurnaz tilki geldi kızını götürmem için sabah sabah yüzünü gördükten sonra nasıl "günaydın" diyebilirim?
وَصلتْ، الثعلبة المخادعة، لتترك بنتِها بعد رُؤية وجهِكِ في الصباحِ كَيْفَ يمكن أن يكون يوم رائع؟

Hem, ben senin eski eşyalarını görmekten hoşlanıyorum.
إضافةً إلى، أَحْبُّ رُؤية مادتِكِ القديمةِ.

Seni boynundan yakalarlar ve seni öyle yukarıya çıkarır ki, yeri bile göremezsin.
إنهم يَمْسكونَك من رقبتِكَ ويَحْملونُك إلى مستوى عالي، لا تَستطيعُ رُؤية الأرضِ حتى.

Bu panik ateşi. Hiçbir şey göremezler.
إنها نيرُان الذعر هم لا يَستطيعونَ رُؤية شئِ

Parola "Böl ve Yönet", ve insanlar kendilerini, her şeyden soyutlatmış olarak görmeye devam ettikleri sürece, köleleştirilmeye boyun eğmiş olarak kalacaklar.
الشعار هو : فـــرّق تــــسد ,وطالما يُواصل ناس رُؤية أنفسهم منفصلين عن كُلّ شيء آخر

Noel'de annemi görmeye gideceğimizi biliyorsun.
الآن، تَعْرفُ بأنّنا إفترضنَا لذِهاب رُؤية الأُمِّ لعيد الميلادِ.

Telefon hattından iletilen sesi yakalayıp ne yazıldığını ve geri gelen sinyali görmeye çalışıyorduk.
ما فَعِلناه كان إلتقاط الصوت الذاهب خِلال خطّ التِليفون، بحيث يُمكِنُنا رُؤية ما يتم كِتابتهُ والإشارة العائدة.

Sadece onun beğenmediğim taraflarını görmeye başladım.
هو فقط أَبْدأُ رُؤية a جانب منه بأنّني حقاً لا أَحْبُّ.

Ay görmeye can attığım sevdiceklerimi de görüyor
ويَرىالقمرَشخصما أنا أُريدُ رُؤية

Hiçbir şey göremiyorum. Her tarafta duman var.
أنا لا أَستطيعُ رُؤية أيّ شئِ فوق هناك الغاز المسيّل للدموع في كل مكان

Dışarısı karanlık, hiçbir şey göremiyorum.
هو مُظلمُ هناك، أنا لا أَستطيعُ رُؤية أيّ شئِ.

Ben bir dağınıklık göremiyorum.
أنا لا أَستطيعُ رُؤية أيّ شئِ في مكان غير ملائم. النظرة.

Ne yapıyorsan burada yap, bir şey göremiyorum!
هيا، إفعل ذلك هنا، أنا لا أَستطيعُ رُؤية شيء! ْ

Birisi görmeden beni buradan çıkar.
فقط يُبعدُني عن هنا بدون رُؤية شخص ما.

O inekle nasıl başa çıktığını gördükten sonra, ben de öyleyim.
حَسناً، بعد رُؤية كَمْ عالجتَ تلك البقرةِ، كذلك أنا

Bardaklarda ruj izi görmekten nefret ediyorum.
أَكْرهُ رُؤية أحمر الشفاه على الأقداحِ.

Bu tarafa bakarsan kapıyı göremezsin.
أنت لا تَستطيعُ رُؤية البابِ إذا أنت تُواجهُ هذا الإتّجاهِ.

- Geyikler burunlarının 2cm önünü bile göremezler.
الغزال لا يستطيعُ رُؤية بوصةَ أمام أنوفِهم.