Bu şehirde çeyrek milyon cumhuriyetçi var. | Open Subtitles | فى هذه المقاطعة, هُناك رُبع مليون موظفٍ مُسجَل من الجمهوريين. |
İkinci girişiminde, Yugoslav ulusal takımı Olimpiyatlar'da çeyrek finallere katılmaya hak kazandı. | Open Subtitles | [في محاولته الثانية، الفريق اليوغوسلافي] [نجـح في التأهّــل] [إلى الـدور رُبع النهائي بالدورة الأوليمبية] |
çeyrek ay şenliği bu gece yapılacak. Ortalıkta çok fazla insan olur. | Open Subtitles | ... مهرجان " رُبع القمر " الليلة . وهنالك الكثير من الناس |
Farkındayım, sürekli baskı uygulamamız gerek, ama filomun neredeyse dörtte birini kaybettim. | Open Subtitles | ، أعلم أننا يجب أن نُبقي على الضغط لكنني فقدت تقريبا رُبع سربي |
dörtte üçü kovanlar, dörtte biri mermiler. | Open Subtitles | ثلاثة أرباع مِنْ الأغلفةِ، رُبع الرصاصِ. |
Nötron, bir alfa parçacığının kütlesinin çeyreği kadar atom altı bir parçacıktır. | Open Subtitles | النيوترون جسيم تحت ذرّي، مجرّد رُبع كتله جسيم ألفا. |
Oh, Kahretsin, yetmedi. Bana başka bi çeyreklik ver. | Open Subtitles | أوه، ينقصني رُبع واحد اعطني رُبعاً آخر |
Sana çeyrek milyon doları benim evraklarımın yönetim bölgesinde bir yatırımcı olarak yetersiz olduğunu söyleyesin diye mi veriyorum? | Open Subtitles | لقد أعطيتك رُبع مليون دولار لتجعلهم ...يخبرونني أن أوراقي غير كافية لتصادق على منحي صفة متعهد في منطقة السلطات العليا ؟ |
Lincoln da çeyrek asırdır yapmakta olduğu gözlemlerine devam ediyor. | Open Subtitles | التي مرَّ عليه رُبع قرنٍ وهو يقوم بها. |
- Ben sadece çeyrek browni mi yiyecektim, yoksa tabğın çeyreğini mi? | Open Subtitles | أنا.. أكان يُفترض أن آكل رُبع الكعكة .. ، |
1918 Mart'ında çeyrek milyon asker. | Open Subtitles | رُبع مليون بحلول مارس 1918 |
Açlık oyunları ve çeyrek yüzyıl oyunlarının galibini yakından tanıma ayrıcalığına sahiptim. | Open Subtitles | "فتاة من مدينة صغيرة في القطاع 12" "التي استطاعتْ النجاة من (ألعاب الجوع) و (رُبع القمع)" |
çeyrek yüzyıl oyunlarında seni öptüğü şekilde, asla beni öpmedi. | Open Subtitles | طريقة تقبيلها لك في (رُبع القَمع) لم يسبق لها أن قبّلتني بتلك الطريقة |
Bunların dörtte birini sen buldun. | Open Subtitles | رُبع المصنوعات اليدوية .. قد قُمتِ أنتِ بجمعها |
Yarım ton ağırlığındaki bu kapsülün fırlatıldığında saniyenin dörtte birinde sıfırdan saatte yüz mile hızlanıyor. | Open Subtitles | هذا يقوم بإطلاق الكبسولة ذات النصف طن من سرعة صفر حتى مئة ميلٍ بالساعة في رُبع ثانية |
Yani diğer türlü alabileceğimiz katılımcıların yalnızca dörtte birini alabiliriz. | Open Subtitles | الذي يعني اننا سنري رُبع المُشاركين فقط عكس ما كنا سنرى |
O sıralarda, 80'lerde, toplam varlıklar, likit ve maddi ve kilisenin mal mülkleri çeyreği ediyordu. | Open Subtitles | وجميع الأصول, والأموال السائلة والأجهزة والمُمتلكات الخاصة بالكنيسة, لم تكن تتعدّى رُبع هذا المبلغ بأسعار الثمانينيات. |
Vücut ağırlığının çeyreği kadar suyla artık evine gideceği uzun yolculuğa çıkabilir. | Open Subtitles | و بحملهِ لما يُعادل رُبع وزن جسمه من الماء يُمكنه الآن البدء برحلة .عودته الطويلة إلى المنزل |
Bir çölün sadece çeyreği kumla kaplıdır. | Open Subtitles | فقط رُبع الصحراءِ مُغَطَّى في الرملِ |
- Hayır siktir et, çeyreklik olsun. | Open Subtitles | لا, إجعلها رُبع قرام 280 دولار |
çeyreklik lazım mı? | Open Subtitles | هل تحتاجين الى رُبع دولار ؟ |
Ooh, bir çeyreklik. | Open Subtitles | رُبع |