| Her birinde kırmızı, mavi ve sarı kablolar vardı, ...fünye olarak eski cep telefonu kullanmışlar. | Open Subtitles | أسلاك حمراء,زرقاء و صفراء في كل منها هاتف خليوي قديم استخدم كمفجر |
| Güneşli gökyüzüne bakıyorum, parlak ve mavi; ve işte bir kelebek | Open Subtitles | انظر الى الأعلى إنها سماء زرقاء إنها مشعه جدا و زرقاء و هناك أيضا فراشة |
| Bence o mavi ve üstünde boyu zoolojik olarak yanlış olan bir kelebek var. | Open Subtitles | أعتقد أنها زرقاء و عليها فراشة و حجمها طبقًا لعلم الحيوان غير صحيح. |
| Çünkü bu mavi ve kıyafetle uyuşuyor. | Open Subtitles | لأنها زرقاء و نوعاً ما متناسقة مع ثيابي |
| Birdenbire şu-- küçük adam içeri girdi... küçük mavi bir şapkası ve mavi üniforması vardı. | Open Subtitles | و اذ فجأةً جاء هذا الرجل القصير الذي يعتمر قبعة زرقاء و بدلة زرقاء |
| Benim bisikletim mavi ve üstünde de bir zil var. | Open Subtitles | درّاجتي زرقاء و عليها جرسٌ لمّاعٌ صغير. |
| Ding, ding, ding. Benim bisikletim mavi ve üstünde de bir zil var. | Open Subtitles | درّاجتي زرقاء و عليها جرسٌ لمّاعٌ صغير. |
| Senin jiletinde açık mavi ve üstünde kelebek var. | Open Subtitles | (موس الحلاقة) ، خاصتك زرقاء و عليها فراشة |
| Parçacıklar görüyorum. mavi ve gri. | Open Subtitles | أرى جزيئات زرقاء و رمادية |
| Kırmızı, beyaz ve mavi peçeteler. | Open Subtitles | مناديل حمراء ، زرقاء و بيضاء اللون ؟ |