| Bu esnada, biz de düğün törenimiz için çağıracağımız kişileri belirleyelim. | Open Subtitles | في هذه الأثناء سأتلو عليك الأسماء التي تدعينني بها ليلة زفافي |
| Meşajın burada bulunacağını söylüyordu, düğün pastam için malzeme almak için. | Open Subtitles | لقد ذكرتِ في رسالتكِ أنّك ستتواجدين هنا لشراء مكوّنات كعكة زفافي |
| Sen bunun benim düğünüm olduğunu senin olmadığını kabul etmiyorsun. | Open Subtitles | إن الأمرَ بشأن عدم تقبلكِ أن ذلك .زفافي وليس زفافك |
| Seni düğünümde görmek istemiyorum. Lanet olası, uzak dur benden! | Open Subtitles | لا أريد رؤيتك في حفل زفافي وأبق بعيداً عن طريقي |
| Bu küçük deliyi düğünüme getirmeyi aklından bile geçirme. | Open Subtitles | لا تُفكّرُ بجَلْب تلك النزوةِ الصَغيرةِ حتى إلى زفافي. |
| Hazır buradayken düğünümü mahveden kıza bakalım mı? | Open Subtitles | أيجب أن نبحث عن الفتاة التي دمرت زفافي بما أنني هنا؟ |
| Kardeşime kıyafet almak için düğün bütçemden 30.000 dolar kesmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب عليّ نزع 30 ألف دولار من ميزانية زفافي لأشتري لأختي فستانا |
| Onu düğün hediyemi duyduğu zaman gör. Seninle çok gurur duyacak. | Open Subtitles | إنتظر حتى يسمع عن هدية زفافي هو سيكون فخور بك |
| Öyle olduğu halde düğün porselenlerimde cipsler var. | Open Subtitles | وبالإضافة لذلك،توجد تشققات في خزفيات زفافي |
| düğün günümde size çok daha güzel bir hediye verebileceğime eminim. | Open Subtitles | لكن يجدر بي أن أعطيك تذكاراً أفضل من هذا بكثير في يوم زفافي |
| benim düğün kıyafetim ama sonra, onu siyaha boyadım ve benim matem elbisem oldu güzel hikayeymiş | Open Subtitles | كان رداء زفافي ولكني صبغته بالأسود وأصبح رداء حدادي قصة رائعة يا سيدتي |
| düğün gecemde olmazsan, ben seninkinde olacağım! | Open Subtitles | إذا حرمتني من ليلة زفافي سأكون معك في ليلة زفافك |
| Hatırlıyor musun bilmiyorum ama son düğünüm pek de iyi geçmedi. | Open Subtitles | أجهل إن كنت تذكرين، لكن زفافي السابق لم يسر بما يُحمد. |
| Kendi düğünüm için sakladığım dizbağı. | Open Subtitles | كان هذا الرباط أنني كنت الادخار لحضور حفل زفافي. |
| düğünümde,beni parka sürükleyen bir köpeğim vardı. | TED | وهاهو كلبي الذي استبقني إلى الحديقة في زفافي. |
| Evlenirsem, sevdiğim, beni seven ve düğünümde şampanya içebilecek yaşta olan biriyle evlenirim. | Open Subtitles | عندما أَتزوّجُ، هو سَإلى شخص ما أَحبُّ، وشخص ما الذي يَحبُّني، وشخص ما مَنْ يَسْتَطيع قانونيا شمبانيا شرابِ في زفافي. |
| düğünüme gelme konusunda da endişelenmeyin, belki de hiç olmaz. | Open Subtitles | ولا تقلق بخصوص زفافي انه لن يتم بالتأكيد |
| Sadece... sadece kendi düğünümü mahvetmeye ne kadar yaklaştığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | أجل، أنا لا أصدق فحسب بأنني كدتُ أفسد زفافي |
| Eve dönüş bileti için evlilik yüzüğümü rehin vermek zorundaydım. | Open Subtitles | كان علي ان أرهن حلقة زفافي للحصول علي تذكره المنزل |
| Düğünümden sonraki ilk muson mevsiminin 3. günü ve bunun baba evinde kutlaması bir gelenektir. | Open Subtitles | اليوم القمري الثالث هذا الشهر سيكون الأول بعد زفافي وهو تقليد يدعو للإحتفال به في بيته الأصلى |
| Biri gelip de bana nikah törenimde.. | Open Subtitles | إذا كان قد جاء شخص ما إليّ في يوم زفافي و.. |
| düğünümün olduğu gün hayatımın en mutlu günüydü. | Open Subtitles | يوم زفافي كان اليوم الأكثر سعادة في حياتي. |
| Seni o gelinlikle görünce Evlendiğim günü hatırladım. | Open Subtitles | اه , رؤيتك بهذا الفستان يعيدني بذاكرتي الى يوم زفافي |
| Baba, yerleri talaşlı bir kaburgacı aklımdaki düğüne pek uygun değil. | Open Subtitles | هذا صحيح يا أبي بقايا أضلاع اللحم على الأرض ليس بالضبط ماتخيلته لحفل زفافي |
| Evliliğim aslında benim için değilmiş. | Open Subtitles | زفافي لم يكن لأجلي على الإطلاق. |
| Gerdek gecesinde yanıma geldi ve canımı çok acıttı. | Open Subtitles | لقد أتى إليَ في ليلة زفافي وقام بإيذائي بوحشية |
| Bu hafta sonu evleniyorum o yüzden son dakika hazırlıkları için nişanlıma yardım ediyordum. | Open Subtitles | أن زفافي نهاية هذا الأسبوع كنت أساعد خطيبتي في عمل الترتيبات الأخيرة |