uzun bir süre bu maddeyi alacaksınız. | TED | وسيعطى لمدة زمنية طويلة. في هذه الغرفة توجد مجموعة منكم، |
Organik form, uzun bir periyotta coğrafi ve çevresel değişiklere bağlı olarak değişir. | Open Subtitles | الشكل العضوي تغير بسبب جغرافي وتغيرات بيئية على فترات زمنية طويلة |
Tomografi süresince, uzun bir süre kıpırdamadan yattı ve vücudu gevşedi. | Open Subtitles | أثناء مسح التصوير المقطعي المحوسب، كانت ما زالت لفترة زمنية طويلة وهكذا جسمها إرتاح |
Öteki konu ise, işleri uzun bir zaman diliminde yapmak durumundasınız, yani - sizin de bildiğiniz gibi bazı şeylerin bir veya iki yılda yapılmasını bekleyemezsiniz. Beş veya on yıl öteye bakmalısınız. | TED | وأيضاً فانه عليك القيام بالأعمال خلال فترة زمنية طويلة, فكما تعلمون, لا يمكن ان نتوقع الحصول على شيء ما خلال سنة أو سنتين. عليك ان تفكر قدما خمس أو عشر سنوات. |
Ama aynı zamanda herhangi bir aylık dergi olmanın da bir parçası - gelecekte yaşıyorsunuz. Ve uzun bir hazırlık süremiz var. | TED | لكن أيضًا كجزء من أي مجلة شهرية-- عليك العيش في المستقبل. ولدينا مهلة زمنية طويلة. |
diye sordu. Ve uzun bir sessizlik oldu. | TED | وكانت هناك وقفة زمنية طويلة |
Hayır, bu uzun bir zaman alacak. | Open Subtitles | ,سوف يستغرق فترة زمنية طويلة. |
uzun bir zamana göz kırpmak. | Open Subtitles | للرمش لفترة زمنية طويلة جداً |
Çoğu filmde, iki sahne arasında uzun bir zaman geçişini göstermek için birbiri içine geçmiş görüntüler kullanılır. | Open Subtitles | في أغلب الأفلام يتم استخدام المزج المزج: اختفاء منظر تدريجياً مع ظهور منظر آخر تدريجياً * للإشارة إلى مرور فترة زمنية طويلة بين المشهدين |
Çok uzun bir zaman değil. | Open Subtitles | ليست بمدة زمنية طويلة |
- 48 saat. - Vay canına, bu bayağı uzun bir zaman. | Open Subtitles | -عجباً، هذه فترة زمنية طويلة |
- 48 saat. - Vay canına, bu bayağı uzun bir zaman. | Open Subtitles | -عجباً، هذه فترة زمنية طويلة |