Bundan sonraki günlerde evliliklerini sevip, destekleyeceğinize söz veriyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعدون، بأن تحبوا وتدعموا زواجهم خلال كل الأيام القادمة؟ |
Başta Jane'i beğenmişti fakat Bingley daha önce davranmıştı. Şimdi harika bir evlilik yapacaklar! | Open Subtitles | لقد مال الى جين فى البداية,ولكن السيد بنجلى جاء قبله وسيكون زواجهم عظيما |
Birlikte katıldıkları bütün o yemeklere... hayır kurumu davetlerine rağmen... evlilikleri çatırdıyordu. | Open Subtitles | حيث كان خلف منظره الزائف في جميع الأعشيات والحفلات الخيرية التي أقامها وزوجته كان زواجهم مفكك |
Bu, onların evliliklerinin sonu demek. Şimdiye kadar sahip oldukları hayat sona erdi. | Open Subtitles | . هذه نهاية زواجهم . الحياة التى عرفوها إنتهت |
Benim geldiğim yerde düğün günün hakkında yalan söylemenin tek bir nedeni vardır. | Open Subtitles | من المكان الذي جئت منه هناك سبب وحيد لكذب الناس حول تاريخ زواجهم |
Onların evliliği yürüse de tanımadığımız bir çift boşansa olmaz mı? | Open Subtitles | لماذا لا يفلح زواجهم و زوجين لا نعرفهم ينتهون بالطلاق ؟ |
Ne pahasına olursa olsun evliliklerini yürütmek için uğraşan erkekler var. | Open Subtitles | بعض الرجال مستعدّون للقيام بكلّ ما يتطلّبه الأمر لإنجاح زواجهم |
Yani insanlar evliliklerini yürütebilirler. | Open Subtitles | اعني بأن بعض الأشخاص يجعلون زواجهم يستمر |
Böylece, ev yapımı peynir satan karısıyla gidip evliliklerini kurtarabileceklermiş. | Open Subtitles | لذا هو وزوجته المحلية الصنع يستطيعوا ان ينقذوا زواجهم |
50. evlilik yıl dönümlerinin sabahı kalkmışlar. | Open Subtitles | إستيقظوا فى صباح يوم ذكرى زواجهم الخمسين |
53. evlilik yıl dönümlerini daha yeni kutladılar. | Open Subtitles | دعيهم يحتفلون بعيد زواجهم الثالث والخمسون |
evlilik, gelin ve damat evlendirme memurunun önünde baskı altında olmadan birbirleriyle evlenmeyi kabul etmeleriyle resmileşir. | Open Subtitles | الزواج يتم عندما تقوم العريسة والعريس، قبل التسجيل، بأشخاصهم وشخصيتهم، بإعلان زواجهم من بعضهم البعض |
- evlilikleri uzun ve bereketli olsun. | Open Subtitles | لربما يكون زواجهم طويلا ومثمرا |
- evlilikleri uzun ve bereketli olsun. | Open Subtitles | لربما يكون زواجهم طويلا ومثمرا |
Robert, bizim gibi insanların evlilikleri asla mutsuz değildir. | Open Subtitles | "روبرت"، الناس أمثالنا لا يكونون أبداً تعيسين في زواجهم |
Ağabeyimin kardeşiyle uzun zaman geçirdim ve onların evliliklerinin mükemmel olduğu sonucuna vardım. | Open Subtitles | لقد كنت أعيش مع زوجة أخي وكنت على قناعة بأن زواجهم كامل |
Çünkü verdiği ifadesinde, karısına evliliklerinin bittiğini ve kendisinin yeni ruh eşini bulduğunu anlatan bir mektup yazmıştı. | Open Subtitles | لأن، وفقاً لدلالته الخاصة لقد كتب رسالة لزوجته، يخبرها بأن زواجهم إنتهى وأنه وجد توأم روحه الجديد |
Şehirdeki bir kulüpte düğün prova yemeğine katılıyorlar gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنهم يحضّرون لبروفة عشاءِ زواجهم. في النادي الريفي. |
Onların bu hileli evliliği ve babamızın diğer oğlunu inkâr etmesi Chris için, gerçeğin her gün katli demekti. | Open Subtitles | زواجهم المزيف .. وانكار ابانا لأبنه الآخر كان على كريس قتل الحقيقة كل يوم |
Biraz oturup evliliğini müzik terapisi yoluyla... kurtarmaya çalışan yaşlı bir çifti dinlemek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد الجلوس والاستماع للازواج القدامى اعمل على زواجهم من خلال الموسيقى |
Onların evliliğinin bizimkinden iyi olduğunu düşünüyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | تعتقد أن زواجهم أفضل منّا ؟ لا |
Aynı şeyi 25. yıl dönümlerinde de yapmaya çalışmış. | Open Subtitles | ومن ثم حاول إعادة الأمر في ذكرى زواجهم الـ25 |
Sonra başkan ve eşi evliliklerine dair bariz yalanlar söyleyecekler. | Open Subtitles | حينما كان الرئيس والسيدة الأولى بشكل صارخ يكذبون ويتظاهرون بأن زواجهم كصخرة صلبة |
- Düğünlerinde sağdıçtım biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم، أني كنت الرجل الأفضل في زواجهم |
Bu, insanların, bir geri adım atarak evliliklerindeki sorunlara göz atmaları için bir şans. | Open Subtitles | إنها فرصة للناس لتراجع ماضيهّا وتلاحظ العقبّات التي تواجههم في زواجهم |