Çünkü ne dersem yapacağını, senin patronun olduğumu ve yakında üvey annen olacağımı biliyor. | Open Subtitles | إلى السجن، لأنه يعلم أنك ستقومين لما أقوله لكِ لأني رئيستكِ، وقريبــاً جداً سوف أصبح زوجة والدك. |
Senin yardımın olmadan üvey annen ve kızlar hiçbir şey alamayacaklar. | Open Subtitles | بدون مساعدتك زوجة والدك |
Üvey annenin bir seks manyağı olmasına üzüldüm ama bunun benim halımla ne ilgisi var? | Open Subtitles | أنا آسف إذا كانت زوجة والدك عاهرة ولكن أنا لا أرى ما علاقة هذا بـ.. |
Üvey annenin bütün hafta öğleden önce kalkmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أن زوجة والدك لا تفيق قبل الظّهيرة طيلة الأسبوع |
Sevgili üvey annene bu şekilde mi davranacaksın? | Open Subtitles | هل هذه طريقة تعامل بها زوجة والدك القديمة العجوز ؟ |
Tamam, öncelikle üvey annene bir şey yaptırmadım ben bir keresinde zorla fıstıklı bonibon yedirmemi istemişti, o ayrı. | Open Subtitles | حسنا, أولا لم أجبر زوجة والدك أن تفعل أي شئ سوى المرة التي جعلتني أجبرها على أكل حلوى بالفول السوداني |
- Ben varım. Üvey annenin uçağıyla etrafta dolanıyorduk ve bize bahsetmedin mi? | Open Subtitles | أنا، نحن نطير في طائرة زوجة والدك ولم تفكر أن تخبرنا بهذا؟ |
Üvey annenin ölmesi, onun suçu değil. | Open Subtitles | ليس خطأها أن زوجة والدك قد توفيت |
Ah, Üvey annenin bir seks manyağı olmasına üzüldüm, | Open Subtitles | اسمعي (مود) أنا آسف إذا كانت زوجة والدك عاهرة |