| Karım ve oğlum yanımdalar, sırf orada olma ihtimali yüzünden onların yaşamlarını riske atamam. | Open Subtitles | زوجتيّ وابنيّ هما هنا لايمكنني ان اخاطر بأرواحهما بناءً على فرصة او امكانية انها ربما تكون هناك |
| İki eski Karım da ona gitmem için bana yalvardı. Bu konuyla bana duydukları nefret, tek ortak noktalarıydı. | Open Subtitles | زوجتيّ السابقتين توسلتا إليّ لنذهب إليه هذا وكرههما ليّ هما العاملان المشتركان بينهما |
| Karım aniden yalnız kalmak istedi diye kendi evim yerine kız kardeşimin evinde yaşamak zorunda bırakılıyorsam en azından çoraplarımı almaya hakkım var demektir. | Open Subtitles | ان كنت سوف اجبر ان اعيش مع شقيقتيّ بدلاً من بيتيّ لإن زوجتيّ فجأة تريد ان تكون لوحدها |
| Bu kutudaki her adam... Karımı öldürecek kadar benden nefret etmiş, ama bazıları bunu planlayacak kadar zeki değildi. | Open Subtitles | كلّ هؤلاء الرجال بهذا الصندوق يكرهوننيّ بما يكفيّ ليقتلوا زوجتيّ . لكنّ، بعضهم ليس ذكياً بمايكفيّ ليُخطط للأمر بكاملِه |
| Peki bu adam, "Karımı öldürmeni istiyorum" dedi mi? | Open Subtitles | إذاً، فقد قالَ الرّجل أريدكَ أن تقتل زوجتيّ" ؟" |
| Şimdi, eğer kendin için savaşmak istemiyorsan, karımın hatırına yap. | Open Subtitles | . الآن، إن لم تكن ترغب بالقتال لأجل نفسِك . فقاتل لأجل زوجتيّ |
| Eşim bu ilaçlardan kanser tedavisi süresince kullandı. | Open Subtitles | . يُمكن أن يخلط بينه وبين الهيروين بفحص السموم . لقد استخدمته زوجتيّ خلال علاجها |
| - Şerif, sakıncası yoksa eşimi kahvaltıya götürebilir miyim? | Open Subtitles | شريف، هل تمانع لو اصطحبت زوجتيّ للفطور ؟ |
| Ben de haplardan almak için ofisine döndüm. Böylece onları Karım için kullanabilecektim. | Open Subtitles | لذلك عدت إلى مكتبه ، لآخذ العقار لكي أستخدمه مع زوجتيّ |
| Karım amfetamin vermeyin. | Open Subtitles | أنا أتطلع بأن لا تعطيّ زوجتيّ هذا الهراء |
| - Anlaşılmıyor mu? Umarım Karım olma fikriyle kendini kötü hissetmene sebep olmamışımdır. | Open Subtitles | أتمنى ألا أسبب لك الأزعاج على مدى إحتمال أن تكونين زوجتيّ. |
| Umarım benim eski Karım değildir. | Open Subtitles | أننيّ أتمنى إنها لم تكن زوجتيّ السابقة وحسب |
| Karım bir herifin kollarında kanserden ölürken çenemi tuttum ve küçücük bir hücrede oturdum. | Open Subtitles | لقد غلقتُ فمي و بقيتُ في تلك الزنزانة الصغيرة، بينما ماتت زوجتيّ من السرطان بين ذراعيّ شخص داعر آخر. |
| Karım ofisinden daima en son çıkar. | Open Subtitles | إنّ زوجتيّ هي . الأخيرة الّتي تُغادر مكتبَها دائماً |
| Karım ve ben evin her yerinde kavga ederdik. | Open Subtitles | إشتريته بعد أنّ رأيت الجحيم مع زوجتيّ. |
| Karım kargocu ile ilişki yaşasaydı bana söylemenizi isterdim. | Open Subtitles | إن كانت زوجتيّ تمارس الجنس "مع موظّف "خدمة الطرود المتحدة . أريدكم أن تخبروني يا رفاق |
| Karım bana bunu 1969'da ayın beşinde almıştı, evlilik yıldönümümüzde. | Open Subtitles | لقد أشترتهُ ليّ زوجتيّ عام 1969. لقد كانت ذكرى لزواجنا. أوه، أجل! |
| Bu yüzden Karımı bu dolambaçlı yola gitmeye zorladım.. | Open Subtitles | ، لهذا طلبتُ من زوجتيّ أن ننعطفَ هنا |
| Karımı tanısaydınız böyle söylemezdiniz. | Open Subtitles | ليس كذلك إن لم تعرف زوجتيّ جيداً. |
| Karımı öldürüp öldürmediğini öğrenmeye gelmiştim. | Open Subtitles | . أردت أن أعرف إن كنت قتلت زوجتيّ |
| karımın yanına dönsem iyi olacak. | Open Subtitles | . من الأفضلِ أن أعود إلى زوجتيّ |
| - Gene de hala benim karımdı. | Open Subtitles | ـ إنها كانت لا تزال زوجتيّ |