Sandık katili lakabı takılmıştır, çünkü kocası ve metresinin parçaları sandığının içinde bulunmuştu. | Open Subtitles | لأنهم عثروا على زوجها و و عشيقته مقطعين الى قطع صغيرة داخل شنطتها |
kocası ve çocukları evine sağ salim dönmesini bekliyor. | Open Subtitles | و زوجها و اطفالها يحتاجون لعودتها للمنزل سالمة |
kocası ve çocuklarıyla oldukça meşgul olduğu için, kendisi beni gönderdi. | Open Subtitles | إنها مشغولة مع زوجها و أولادها أرسلتني بدالها |
Eşi ve kızı Jade'le beraber Kuzeybatı Pasifik'te yaşıyor. | Open Subtitles | تحكي فيه تجربتها تعيش الان مع زوجها و ابنتها |
O Kocasını ve oğlunu terk etti. Ve onu asla affetmeyeceğim. | Open Subtitles | لقد هجرت زوجها و ابنها و لن أسامحها أبداً |
Biri kocasının bardağına zehir koymuş, o da onu içti. | Open Subtitles | لقد وضع أحدهم السم في كأس زوجها و قد شربته هي |
Kocasına ve kıskançlığına! | Open Subtitles | على زوجها و غيرته |
Onun arkadaşları olduğunuzu biliyorum ama ben de onun kocası ve doktoruyum. | Open Subtitles | أعلم أنكم أصدقائها لكنني زوجها و طبيبها. |
"Yazar Sarah Carpenter, Fort Wayne, Indiana'da... "...kocası ve en iyi arkadaşı Mark ve papağanları Stu ile birlikte yaşıyor." | Open Subtitles | "المؤلّفة "سارة كاربنتر " تعيش في "فورت وين" ،في "إنديانا "مع زوجها و صديقها المقرّب "مارك |
kocası ve iki çocuğuyla şehir dışında yaşıyor. | Open Subtitles | تعيش شمالاً مع زوجها و وَلديْها |
Bilirsin kocası ve çocuğu var. | Open Subtitles | أتفهم , مع زوجها و ابنتها |
O onun kocası ve aynı zamanda polis. | Open Subtitles | - انه زوجها و هو شرطي |
Eşi ve oğlu hala marketteymiş. | Open Subtitles | عندما كان زوجها و ابنها بالداخل هذا الصباح؟ |
Kadını, Eşi ve çocuğu dükkandayken kaçırdı. | Open Subtitles | لقد خطفها عندما كان زوجها و ابنها في متجر |
Dmitri Polyakov'un torunu Marina Polyakov artık bir Birleşik Devletler vatandaşı. Eşi ve iki küçük kızıyla birlikte Washington'da yaşıyor. | Open Subtitles | (مارينا بولياكوف), حفيدة (ديمتري بولياكوف), و هي تعيش الآن في (واشنطن) مع زوجها و إبنتان |
Tracy'nin, Fresno'daki Kocasını ve iki çocuğunu, ne kadar özlediğini hiç bilemezdim. | Open Subtitles | عن نفسي، لم أعرف كم تفتفد "تريسي" زوجها و ولديها في "فرينزو". |
Kocasını ve çocuklarını bırakıp giden sonra da hiç haber alamadığımız o kadınla. | Open Subtitles | إمرأه تركت زوجها و أطفالها و لم نسمع منها مجدداً |
Kocasını ve kızını bağlar. | Open Subtitles | تقوم بتقييد زوجها و الابنة |
Bu durumda tek yol kocasının ölmesiydi, ve Norton onu emre amade bir alet olarak bulmuştu. | Open Subtitles | لذا, كانت الطريقة الوحيدة لها هى موت زوجها و نورتون وجدها ايضا أداة جاهزة |
Kocasına ve ailesine dönebilecek. | Open Subtitles | {\pos(195,225)} .. ستتمكن من العودة إلى زوجها و عائلتها |