| yaşlı bir çift, bunu Tokyo'yu gezmeye tercih eder zaten. | Open Subtitles | زوجين عجوزين مثلهم سيحبون ذلك اكثر من التجول في طوكيو |
| Arka koltukta yaşlı bir çift var. İngilizce bilmiyorlar. | Open Subtitles | هناك زوجين عجوزين جالسين فى الخلف لا يتكلمون الإنجليزيه |
| yaşlı bir çift beni kasabanın dışında bulup yetiştirdi. | Open Subtitles | وجدني زوجين عجوزين على أطراف البلدة وقاموا بتربيتي |
| Sadece yaşlı bir çift. Lanet köpek. Biliyorum üzgünüm ama aniden geri döndü. | Open Subtitles | مجرد زوجين عجوزين أعلم، أنا آسفة لكنه هو من عاد أدراجه |
| Adam güç belâ bir kız buldu. yaşlı bir çift buldu desek daha doğru olur. | Open Subtitles | بالكاد تكون له خليلة إن هو إلا يواعد زوجين عجوزين |
| Duvarlarında sahilde yürüyen donları sıyrılmış yaşlı bir çift var! | Open Subtitles | عليها زوجين عجوزين يسيران على الشاطئ وسراويلهم مطوية للأعلى |
| Televizyon seyreden yaşlı bir çift var. | Open Subtitles | هذين زوجين عجوزين يشاهدون التلفاز |