Bildiğim her şekilde sana iyi bir koca olmaya çalıştım. | Open Subtitles | وحاولتُ أن أكون زوجًا صالحًا لكِ بكل الطرقِ التي أعرفها |
Şu haline bak. Şimdiden bu kadar seçici olursan, büyüyünce asla bir koca bulamazsın kendine. | Open Subtitles | صعب أرضاءكِ من الآن، لن تجدّي زوجًا أبدًا عندما تكبرين |
Biliyordun ve bunu önemsemedin çünkü sen kutsanmış Sally idin, hiç kimsenin istemediği, sosyeteye ilk kez tanıştırılmış zengin ama koca bulamamış kızdın. | Open Subtitles | كنتِ تعرفين ولم تهتمي لأنكِ كنتِ سالي المتزمتة الفتاة التي لم يرغب فيها أحد، الفتاة الثرية التي لم تجد لنفسها زوجًا |
Evet, Toms, ayakkabı olanlar, hani şey bir çift satın alıyorsunuz sonra Afrika'da bir çocuk temiz su alıyor falan. | TED | نعم، تومز، شبيه بالأحذية، مثل، تشتري زوجًا وبالمقابل يتوفر لطفل في إفريقيا الماء الصالح للشرب. |
Ben oradayken bir adam 10 avro karşılığında bir çift çubuk aldı, şaşırdım kaldım. | TED | وبينما أنا واقفة هناك، اشترى رجل ما زوجًا من العصي بـ10 يورو، مما أدهشني. |
Ancak Kathy 27 yaşına geldiğinde bir eş bulamadı. | TED | لكن عندما أصبحت كاثي 27 عامًا، لم تجد زوجًا. |
Bu bittiğinde, daha iyi bir koca daha iyi bir eş olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | عندما ينتهي كل هذا، سأبلغ وسعي حتى أكون زوجًا أفضل، شريكًا أفضل |
Karın, koca olmana izin verebilir eğer ki benim karın olmamı mümkün kılarsan. | Open Subtitles | زوجتك ستسمح لك أن تكون زوجًا لو جعلت من الممكن لها أن تصبح زوجتك وحسب. |
Sen de iyi bir koca olacaksın, ve gidip onları bizim için geri alacaksın. | Open Subtitles | وأنت ستكون زوجًا صالحًا وتذهب وتحضر ما هو لنا |
Beni üniversiteye iş bulayım diye gönderdin, koca değil. | Open Subtitles | لقد أرسلتني إلى الجامعة لأحصل على درجة علمية وليس لأجد زوجًا |
Ve sizleri karı koca ilan ediyorum. - Gelini öpebilirsin. | Open Subtitles | الآن أعلنكما، زوجًا وزوجة يمكنك تقبيل العروس |
Yani semptomlar kötüleşene dek fena bir koca değildi. | Open Subtitles | أقصد.. كان زوجًا لا بأس به إلى أن بدأت الاعراض بالازدياد سوءًا |
Hastalıkta ve sağlıkta. koca olmak bu demektir. | Open Subtitles | معنى الزواج أن تكون زوجًا في المرض والعافية. |
Çünkü donanımlı bir deniz piyadesi olmasının dışında karşınızdaki adam, iyi bir koca ve harika bir baba. | Open Subtitles | حتى وأن كنت جندي في البحريّة يحمل وسامًا. فهذا الرجل الماثلُ أمامكم. كانَ زوجًا صالحًا وأبًا ممتازًا. |
Orada bir çift sivri dişe bağlı olan zehir bezleri var ve o dişler ise ağzına doğru kıvrılmış hâlde. | TED | حيث تمتلك زوجًا من الغدد السمية المرتبطة بزوج من الأنياب، وتلك الأنياب مرتبطة بفمها. |
Sahip, uyurken takmam için bir çift güzel kelepçe vermişti. | Open Subtitles | سيّدي أعطى لي زوجًا مِن الأصفاد لكي أنام بِهم |
Tam güvenlik için, çift eşleştirme yapmada diğer yarısına da ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | لحمايته بالكامل فإنه يحتاج لنصفٍ آخر ليصنع زوجًا متماثلاً |
Hafta sonuna kadar size ve azizlerinize 300 çift hazır edebilirim. | Open Subtitles | بأقدام جافه، يُمكنني منحك أنت والقديسون 300 زوجًا بنهاية الإسبوع |
Yeni bir koloni kurmak için tek bir çift yeterli. | Open Subtitles | فبناء مستعمرة جديدة لا يتطلّب إلّا زوجًا واحدًا |
Bir çift ekstra çorap da alayım, çünkü her zaman lazım olur. | Open Subtitles | سآخذ زوجًا إضافيًّا من الجوارب لأنّه دائمًا ما يستطيع الاستفادة منها |
- Bir eş kaybetmenin ne kadar zor olduğu hakkında fikriniz var mı? - Ben.. | Open Subtitles | هل لديكِ أدنى فكرة عن صعوبة فقدان زوجًا ؟ |
Kötü bir koca değilsin ki sen. Muhteşem bir kocasın. | Open Subtitles | أنت لست زوجًا سيئًا أنت زوجًا رائعًا |