| Zippy'nin odasında kazara uyuyakalmışım. | Open Subtitles | أوه، أنا سقطت بطريق الخطأ نائما في غرفة زيبي ل. |
| Z, benim adım Zippy Ve kocamın adı Zorro | Open Subtitles | حرف الزين,اسمي "زيبي",ً واسم زوجي هو "زورو"ً |
| İstediğimiz zaman Zippy Mart'a gidebileceğiz. | Open Subtitles | يمكن أن نتوجه الى مارت زيبي كلما أردنا |
| Zibby buraya bayılıyor tatillerde eve yüzü asık geliyor, o derece. | Open Subtitles | زيبي تحب هذا المكان كثيرا تصبح حزينة عندما تعود للمنزل في العطل |
| "Sevgili Zibby, beni bu müzik ile tanıştırdın diye sana ne kadar teşekkür etsem azdır. | Open Subtitles | عزيزتي زيبي لا أستطيع شكرك كفاية لتعريفي على هذه الموسيقى |
| Bayan Zeebee, ne yazık ki kanser sadece göğsünüzle sınırlı kalmamış. | Open Subtitles | سيدة (زيبي)، من المؤسف أن السرطان ليس متمركزاً في صدرك فقط |
| Zippy adında evcil bir kirpim var ve onu evine götürmeli ve ayaklarımın yere her basışında, "Boing, boing, boing" demeliyim. | Open Subtitles | لدي قنفذ أليف يدعى "رشيق" زيبي وأنا سأوصلها إلى المدينة وكل مرة تضرب قدمي الأرض سأقول .. |
| İki Zippy Burger şubesinin gururlu sahibi. | Open Subtitles | مالك وبفخر مطعمين من "برجر زيبي" بامتياز |
| Zippy'nin adı Kelly'nin ya da Moyer'in hiç bir davasında geçmiyor. | Open Subtitles | اسم (زيبي) لا يظهر في أيّ من قضايا (كيلي) أو (موير). |
| Saldır Zippy. | Open Subtitles | احصل عليه، زيبي. |
| Zippy'e çok güzel bir cenaze töreni yapacağım. | Open Subtitles | أنا سأعطي زيبي دفن لطيفة. |
| Sanki Zippy yürürken ortalığa sıçıyor. | Open Subtitles | -كما لو يبدو ان (زيبي) يتجول -وبرازه يتناثر في المكان كله - توقف |
| Bana bırak Zippy. Sorun değil, ben bir kayropraktırım. | Open Subtitles | (أفسح يا (زيبي - لا عليك، أنا معالج للعظام - |
| Eski savaş yaramın bana engel teşkil etmesine göz yumsaydım şu an sadece bir tane Zippy Burger şubem olurdu, değil mi? | Open Subtitles | إن ... إن جعلت إصابتي القديمة في الحرب تقف في طريقي سيكون لدي مطعم "برجر زيبي" واحد ، أليس كذلك ؟ |
| Tanrı aşkına Zippy, adam zaten seni ve çocuğunu bedavaya oturtuyor burada. | Open Subtitles | حُباً لله يا (زيبي)، الرجل يسمح لك أن تعيش هُنا أنت وإبنك شبه حُريّن. |
| Doğru. Bu yüzden bana Zippy diyor. | Open Subtitles | هذا صحيح، لهذا تدعونني زيبي |
| Zippy gibi yürüyor, ama kesinlikle Zippy gibi konuşmuyor. | Open Subtitles | إنّهُ يمشي مثل (زيبي)، ولكنّهُ لا يتكلّمُ مثل (زيبي). |
| "Sevgili Zibby, o kadar ay geçmesine rağmen hala posta kutumun önünde oturarak senden bir mektup bekliyorum. | Open Subtitles | عزيزتي زيبي . حتى بعد كل هذه الشهور لازلت نصف متوقع رسالة منك . |
| Jesse bu benim kızım, Zibby. | Open Subtitles | جيسي , هذه ابنتي زيبي |
| Sevgilerimle, Zibby". | Open Subtitles | من أي وقت مضى , زيبي |
| Bayan Zeebee, areola çevrenizdeki ağrının basit bir mastit olduğunu umuyorduk ama göğüs kanseri çıktı. | Open Subtitles | سيدة (زيبي)، أعلم أننا كنا نرجو أن يكون الألم حول حلمة ثديك كان التهاباً بسيطاً لكن تبين أنه سرطان بالثدي |