Sadece geçen sene 30.000'in üzerinde insan Arkadaşlık Bankında Zimbabwe'deki bir topluluktaki büyükanneden yardım aldı. | TED | وفي العام الماضي وحده، أكثر من 30.000 شخص تلقى العلاج على مقعد الصداقة من جدة في زيمبابوي. |
Güzel Zimbabwe'ye ilk ulaştığımda, nüfusun yüzde otuz beşinin HIV pozitif olduğuna inanmak zordu. | TED | عندما وصلت أول مرة الى زيمبابوي الجميلة كان صعباً فهم أن 35 بالمائة من سكانها مصابون بمرض الإيدز |
eee bir savaşla ilgili, galiba Darfur'daydı ya da Zimbabwe veya Ruanda, bunlardan biri işte. | Open Subtitles | ورأيتُ مشاهد حول، حرب وأظنُ أنّها كانت ''في ''دارفور ''أو ''زيمبابوي'' أو ''رواندا، أحد البلدين. |
Burma zincirlenmiş halde, Zimbabve ise bir insanlık trajedisi, Sudan'da önleyebileceğimiz savaşlardan ötürü binlerce insan sebepsiz yere katloldu. | TED | بورما في الأغلال، زيمبابوي هي مأساة إنسانية، وفي السودان مات الآلاف من الناس بغير ضرورة لحروب كان بمقدورنا منعها. |
Zimbabve'de elle toplanmış, dokuma tezgahında dokunmuş organik pamuktan yapılmış. Sonrasında elle 24 kez çivit mavisine daldırılmış. | TED | انه مصنوع من قطن عضوي مقطوف يدويا من زيمبابوي تم غزله ونسجه ثم صبغ بالغمس يدويا في الصبغ الأزرق النيلي الطبيعي 24 مرة |
Zimbabwe'deki hiper enflasyon fiyaskosundan hiç mi ders almadınız? | Open Subtitles | الم تتعلم أي شيء من الفشل الضخم الجامح في زيمبابوي |
Sonra Uganda geri dönmeye başladı, bu arada Zimbabwe roket hızıyla yükseldi, bir kaç yıl içinde Kuzey Afrika'da HIV sıklığında berbat bir artışı başladı. | TED | بعد ذلك أوغندا بدأت بالتراجع في حين زيمبابوي وصلت علو السماء وبعد عدة سنوات، ارتفعت نسبة الإصابة بالفيروس في جنوب أفريقيا بشدة |
Sandra ile Zimbabwe'de olmak da aynı. | Open Subtitles | حتى لو كنت في زيمبابوي مع ساندرا. |
Otuzbirci erkek arkadaşımla Zimbabwe'ye gittik -eski sevgilimle- | Open Subtitles | ذهبت إلى زيمبابوي مع صديقي - الغبي - صديقي السابق |
Tüylü kazağını giyip... bir arkadaşının Zimbabwe'den getirdiği küpeleri takmıştı. | Open Subtitles | ... لقد ألبستها هذا الرداء المشعر اللطيف والحلق الذي أعطته لها صديقتها... التي ذهبت إلى زيمبابوي |
Barış gönüllüleriyle Zimbabwe'de kamp yapıyordu. | Open Subtitles | تتسكّع في "زيمبابوي" مع قوّات حفظ السلام |
Burası, Zimbabwe ve Şarm El Şeyh, Mısır. Oralarda da Lassa yok. | Open Subtitles | (هنا و(زيمبابوي) و(شرم الشيخ) في (مصر ولا وجود لحمّى (لاسا) هناك أيضاً |
Zimbabwe'den 3 ay sonra kendini vurdu. | Open Subtitles | بعد 3 أشهر في زيمبابوي قتل نفسه |
Zimbabwe Kültür ve Sanat Bakanı. Evet, onunla karşılaşmıştım. | Open Subtitles | "وزير الفن الـ"زيمبابوي أجل ، لقد تعاملتُ معه. |
- Evet, Zimbabwe'deki gözaltı merkezi. | Open Subtitles | أجل , مركز الإعتقال في " هوراري , زيمبابوي " |
Bir ekip şu anda Zimbabwe'ye gitti bile. | Open Subtitles | " أحد الفرق في " زيمبابوي وفريقين في الحدود |
Zimbabwe İstihbaratı'ndan geliyoruz. | Open Subtitles | إستخبارات " زيمبابوي " من فضلك تعالي معنا |
Konu Zimbabwe'den pay almaksa bunu kaçırmak istemezler. | Open Subtitles | إذا كانت " زيمبابوي " في الطرح بالطبع يريدون قطعة |
Zimbabve'de çocukluğumdaki okul günlerimi ve okuldaki diğer çocukları düşünüyorum. | TED | أفكّرُ في أيام مدرستي الابتدائية في زيمبابوي وبالأطفال الآخرين الذين كنت معهم في المدرسة. |
Kırsal Zimbabve'de tuğla yapımını öğreten Michelle gibi. | TED | مثل ميشيل، التي تُعلم صناعة الطوب في ريف زيمبابوي. |
Ben büyürken kırsal Zimbabve'de köyümde bir büyüğüm bir keresinde okula giderken karşılaştığım zorlukları anlattı. | TED | عندما كنت أكبر، سيدة كبيرة في قريتي في ريف زيمبابوي عندما وصفت التحديات التي واجهتها للذهاب إلى المدرسة |