Bugün, daha fazla tasarruf yapmak hakkında konuşacağım, ancak bugün değil, yarın. | TED | سأتحدّث اليوم عن ادخار المزيد، لكن ليس اليوم بل غدًا. |
Strateji geliştiren beynimiz hakkında konuşacağım. | TED | اليوم سأتحدّث على وضع الاستراتيجيّات لدماغ. |
Bugün 'güven' üzerine konuşacağım, Size şunu hatırlatarak başlamak istiyorum, insanların güven hakkında belli başlı görüşleri var. | TED | إذن سأتحدّث اليوم عن الثّقة، و سأبدأ بتذكيركم بالرؤى المعيارية التي يمتلكها النّاس عن الثّقة. |
Endişelenmeyin.Ben onunla konuşurum. Öğrenmesi gereken tek şey bu kadına katlanmak. | Open Subtitles | لا تقلقي,سأتحدّث معه,هو فقط يحتاج أن يتعلّم أن يوقف تلك المرأة |
Baloda seninle konuşurum falan. | Open Subtitles | أعني ، أنني سأتحدّث معك عن الرقص وكلّ شئ |
Yaptığım şeyle ilgili orada burada--- konuşup duracağımı mı sanıyor? | Open Subtitles | أيعتقد أنّي سأتحدّث عن الأمور هنا، بما فعلت، بما فعلته للتوّ؟ |
Bu konu hakkında telefonda konuşmak istemiyorum. Bunu uçakta konuşuruz, tamam mı ? | Open Subtitles | لا أريد التحدّث على هذا الخطّ سأتحدّث معكِ أثناء السفر، اتّفقنا؟ |
Gidip kadınla konuşacağım ama tartışma çıksın istemiyorum. | Open Subtitles | لقد بدأ الأمر يسوء، أعني، سأتحدّث إليها ولكنّني لا أريد نشوب شجار بيننا |
Şuraya gideceğim ve oradaki bayanla konuşacağım. | Open Subtitles | انا ذاهب لهناك و سأتحدّث مع السيّدة حسنا؟ |
Hatta gerekirse kocanızla bile konuşacağım. | Open Subtitles | وحتى أنّي سأتحدّث إلى زوجكِ لو إضطررتُ لذلك. من فضلكِ. |
Daha sonra müdürünle konuşacağım ama lütfen şimdi yerine otur. | Open Subtitles | سأتحدّث إلى مديرك لاحقًا، لكن اجلسي من فضلك. |
hayır, fakat tekrar işinin başına dönmezsen suratına bi yumruk çakmanın ne kadar eğlenceli olacağı konusunda konuşacağım. | Open Subtitles | كلّا، لكنّي سأتحدّث عن المرح النّاتج عن لكمكَ في الوجه إن لمْ ترجع إلى عملكَ. |
Vice ile konuşacağım partiyi düzenleyen pezevengi bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأتحدّث إلى شرطة الأخلاق لمُحاولة إيجاد القوّاد الذي رتّب للحفلة. |
Tamam, bu konuyu diğer personellerle de konuşacağım ve sana haber vereceğim. | Open Subtitles | حسنٌ، سأتحدّث الأمر مع طاقمس وسأدعك تعلمين. |
Komitedeki dostlarımla konuşurum. Bakalım oylamayı gündeme getirebilecek miyim. | Open Subtitles | سأتحدّث مع حلفائي في اللجنة، وأرى إن كان بوسعي حشد الأصوات |
Eğer bunu yapabilirsen muafiyet belgeni hazırlaması için savcılıktaki arkadaşımla konuşurum. | Open Subtitles | اذا كان بامكانكَ ذلك ، سأتحدّث مع أحد أصدقائي بمكتب المدّعي العام حول توفير الحصانة لك |
Öğrenmek istediğiniz şeyi söyleyeceğim. Fakat sadece onunla konuşurum. | Open Subtitles | سأخبرك ما تريدون أن تعرفوا ولكن سأتحدّث إليها فقط |
Pekala, onunla konuşamıyorsam, işçileri ile konuşurum. | Open Subtitles | ،حسنـًا، بما أنّه لا يمكنني التحدّث إليه سأتحدّث مع عماله |
Teşkilat müdürüyle konuşup dosyayı bize devretmesini isteyeceğim. | Open Subtitles | سأتحدّث إلى رئيس القسم وأطلب منه أن يسلّمنا القضية |
Sonra konuşuruz. | Open Subtitles | سأتحدّث إليك قريبًا، إلى اللقاء. |
Cumartesi günü bir panelde konuşma yapacağım ve daha söyleyeceklerimi tasarlamadım bile. | Open Subtitles | سأتحدّث في حلقة نقاش يوم السبت، ولم أبدأ حتّى في صياغة ملاحظاتي. |
Gerçekten bırak Nate'e karşı senin yanında olmayı seninle bir daha konuşacağımı mı sanmıştın? | Open Subtitles | عندما تركت (سيرينا) في تلك السيّارة. هل اعتقدت حقًا أنني سأتحدّث إليك مرةً ثانية، ناهيك عن الوقوف بصفك عوضًا عن (نايت)؟ |
Söz veriyorum sonra konuşacağız. | Open Subtitles | أعدك أنّي سأتحدّث إليك لاحقاً. |
Önümüzdeki günlerde listede adı yazan bazılarınızla dikkatlice görüşeceğim. | Open Subtitles | سأتحدّث بشكل إنتقائي مع بعض الذين منكم الموجودون على القائمة |