| Öyle söylediğini ona söylerim. | Open Subtitles | حسناً ، إنه مخطئ حسناً ، سأخبره أنك قلت ذلك |
| Kocana bizimle takıldığını falan söylerim. | Open Subtitles | سأخبره أنك كنت تتسكعين معنا وتشربين الكحول و أشياء آخرى |
| İyi, ona coğrafya dersi vermek için uğrayacağını söylerim. | Open Subtitles | حسناً، سأخبره أنك ستاتي لتختبره إختبار جغرافيا. |
| Ona senin artık kana tahammül - edemediğini anlatırım. | Open Subtitles | سأخبره أنك.. لم تعد تحتمل رؤية الدماء أنا بخير |
| Burada bekleyin. Geldiğinizi bildireyim. | Open Subtitles | إنتظري هنا ، سأخبره أنك هنا في القاعدة |
| Bana tecavüz etmeye kalkıştığını söyleyeceğim ona. | Open Subtitles | سأخبره أنك حاولت إغتصابي. لا، لا، لا. |
| - Burada olduğunuzu söyleyeyim. | Open Subtitles | سأخبره أنك هنا. |
| Onu bir araya geldiğimizde söylerim. | Open Subtitles | بالطبع ، سأخبره أنك أخذتني إلى هناك |
| Uğradığını söylerim ona. | Open Subtitles | سأخبره أنك مررتي لإلقاء التحية |
| Geldiğinizi söylerim. İçecek bir şey alır mıydınız? | Open Subtitles | سأخبره أنك هنا هل أتيك بشئ تشربه؟ |
| Daha iyi. Onu sorduğunu söylerim. | Open Subtitles | إنه أفضل سأخبره أنك سألت للإطمئنان عليه |
| İyi. Gidince selamını söylerim. | Open Subtitles | إنه على ما يرام سأخبره أنك سألت عنه |
| Eğer onu görürsem senin aradığını söylerim. | Open Subtitles | سأخبره أنك تنتظرينه |
| Uğradığını söylerim. | Open Subtitles | سأخبره أنك زرته |
| Tamam, tamam. Gelemeyeceğini söylerim. | Open Subtitles | حسناً سأخبره أنك لا تستطيع |
| Sorduğunu ona söylerim. | Open Subtitles | سأخبره أنك سألت عنه |
| Ona senin yaptığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبره أنك الفاعل |
| Tabii ki, geldiğinizi bildireyim. | Open Subtitles | بالتأكيد، سأخبره أنك هنا |
| Şu anda yolda. Havadan geleceğini söyleyeceğim ona. | Open Subtitles | إنه في الطريق، سأخبره أنك في الهواء |