"سأكتبها" - Translation from Arabic to Turkish

• yazacağım
• yazarım
• yazayım
• yazacağımı
• hallederdim

Poliçene yazacağım. Zina yaparsan, zinacı ölür.
سأكتبها في بوليصة اذا قمت بالزنا يُقتل الزاني

Son perde burada kapanıyor. Senin için büyük harflerle yazacağım.
والستائر أُغلقت، هات، سأكتبها لك

Ya da belki de bana söylemek istersin, ben de senin için onları yazarım.
أو ربّما تودّ إخباري وأنا سأكتبها لك

Ben sizin için yazarım.
أنا سأكتبها لك.

Ve biraz Almanca biliyorum, ondan dolayı içine "Umarım kitaptan keyif alırsınız." diye yazayım dedim.
و اتحدث القليل من الالمانية , لذا اعتقدت سأكتبها , "اتمنى ان تستمتع بالكتاب"

- Hödük türü. Ve bende ona bunun bir roman olacağını... - ...ve benim yazacağımı söyledim.
وأخبرته أنها قد تصبح رواية وأنى سأكتبها بنفسى

Kendim hallederdim ama bazılarımız oldukça meşgul.
لكنت سأكتبها بنفسي، لكن إحدانا مشغول جدًا.

Ve ben de bunu görünmez daktiloma yazacağım.
لذا سأكتبها على آلتي الكاتبة الخفية.

Bu olaylardan sonra yazacağım klasik şarkıyı hayal bile edemiyorum.
لا أستطيع التفكير سوى بالأغنية الكلاسيكية... التي سأكتبها لاحقاً

- Henüz yok ama bir gün yazacağım.
ليس بعد. ولكن يوماً ما سأكتبها.

Tamam, güzel. Getir onu buraya. Ben yazacağım.
حسناً، آجلبيها هنا، أنا سأكتبها.

İngilizce yazacağım tabii ki.
سأكتبها بالإنجليزية ، بالطبع

"Düdüklü Tencere" bekli de yaşadıklarımdan yola çıkarak yazacağım bir tiyatro oyununun adı olabilirdi.
"القدر الضاغطة" قد يكون عنوان المسرحية... التي سأكتبها ربما ... يوماً ما عن تجربتي الخاصة

Hatta senin için lanet şeyleri yazarım.
بل إني سأكتبها لك

Senin için yazarım.
سأكتبها لأجلك

Ben yazarım.
سأكتبها أنا

- Ben yazarım.
سأكتبها أنا

Dur, yazayım.
حسناً سأكتبها لكي..

Ne tür sorular? Senin için yazayım.
سأكتبها لك

Benim yazdığımı ya da yazacağımı değil.
هذا لا يعني أنني كتبتها أو سأكتبها ابداً.

Hey, bir iki saate hallederdim.
كنت سأكتبها خلال ساعة أو ساعتين