-Şimdi Indio'yla buluşacağım. -Anlıyorum. | Open Subtitles | الآن سألتقي اينديو فهمتالأفضل ان اذهب لوحدي |
- Şimdi Indio ile buluşacağım. - Olur. Seninle geleyim. | Open Subtitles | الآن سألتقي اينديو فهمتالأفضل ان اذهب لوحدي |
Yedide çıkacağım, sekizde Jean-Claude ile buluşacağım. | Open Subtitles | انتهي من دوامي الساعة 7. سألتقي جان كلود الساعة 8 |
Hayır. Size afiyet olsun. Ama sinemaya gitmeden önce burada buluşuruz. | Open Subtitles | لا, إستمتع بغدائك، سألتقي بك هنا مجدداً لأجل مشاهدة الفيلم |
Pencereden dışarı bakmayı bıraktığında... ofiste tekrar görüşürüz. | Open Subtitles | حينما تنتهي من التحديق إلى النافذة، سألتقي بك هُناك في المكتب. |
Sen istersen polise git ama ben Garrett'la görüşeceğim. | Open Subtitles | اذهبي للشرطة لو أردت ولكنني سألتقي بـ غاريت |
Senden daha sinir bozucu biriyle tanışacağım aklımın ucundan geçmezdi. | Open Subtitles | لم أفكر أبداً أنني سألتقي بأحد عديم الجدوى أكثر منك |
İlk önce, yarın sabah erkenden onlarla İmparatoriçe Restoran'da buluşacağım. | Open Subtitles | أولاَ سألتقي بهم في مطعم الإمبراطورة غداَ صباحاَ |
Buraya geldiklerinde Onlarla Eindhoven'da buluşacağım. | Open Subtitles | سألتقي بهم في ايندهوفن عندما نصل الى هناك |
-Bunu yapman gerekmiyor. Aslında bir kaç sorum var, pazartesi boşanma avukatıyla buluşacağım. | Open Subtitles | عندي بضعة أسئلة، سألتقي بمحامي الطلاق الإثنين |
İndio ile buluşacağım. - Anlıyorum. Seninle geleyim. | Open Subtitles | الآن سألتقي اينديو فهمت الأفضل أن أذهب لوحدي |
Bugün arkadaşlarla buluşacağım. | Open Subtitles | سألتقي بالأصدقاء في وقت لاحق من هذا اليوم |
Yarım saat sonra Hoffmann'la buluşacağım. Bent evrakları Gilbert'e bıraktı. | Open Subtitles | سألتقي هوفمان في نصف ساعة بينت اترك وثائق جيلبرت |
Şimdi gidin, umarım sizinle Pylon'da buluşuruz. | Open Subtitles | الآن أذهبوا فحسب سألتقي بكم في مركز المعدني آتمنى ذلك |
Ben kahvemi bitireyim. Sonra trende buluşuruz. | Open Subtitles | سأنهي أحتساء قهوتي سألتقي بك في المقطورة |
Pencereden dışarı bakmayı bıraktığında... ofiste tekrar görüşürüz. | Open Subtitles | حينما تنتهي من التحديق إلى النافذة، سألتقي بك هُناك في المكتب. |
Ben de Missouri Herald'daki muhabir Jim Meyers'la görüşeceğim. Ona "Görünmez Adam"la ilgili bir şey yazmamasını söyle. | Open Subtitles | سألتقي مع جيم مايرز المراسل في جريدة ميسوري هيرالد |
Şov harika olacak ve başka birisiyle tanışacağım. | Open Subtitles | أشعر بأن المسلسل سيحقق النجاح وأثق تماماً من أني سألتقي بشخص آخر |
Beş dakika sonra odanda buluşalım. - Ben o numarayı yutmam. | Open Subtitles | سألتقي بك في غرفتك أنا لن أنخدع بهذه الخدعة |
Bazı arkadaşlarla pizza yemek için buluşacağız. | Open Subtitles | انا , نسيت ان اخبرك ولكنّي سألتقي بعض الأصدقاء في مطعم البيتزا |
Onu ara ve saat 1'de lobi barında onunla buluşacağımı söyle. | Open Subtitles | اتصلي به واخبريه انني سألتقي به عند بار الردهة |
Anlaşıldı merkez, itfaiyeyi haberdar edin. Onlarla orada buluşurum. Hemen, Şerif. | Open Subtitles | حسناً, قومي بنشر وحدة الاطفاء سألتقي بهم هناك |
''Ama yemeğe katılamam, saat 7:30'da Genel Sekreter ile buluşuyorum. | TED | "لا يمكنني الحضور! سألتقي بالأمينِ العامِّ عندَ السابعة والنصف!" |
Belki orada beni seven, benim de sevebileceğim bir kadınla tanışırım. | Open Subtitles | ربما سألتقي بإمرأة هناك أحبها وتحبني |
Birazdan arkadaşımla buluşmaya gitmem gerek. | Open Subtitles | يجب ان أذهب سألتقي بصديقي قريباً |
Yani, ikiyi geçtim, tek Grimm'le bile tanışacağımı düşünmezdim. | Open Subtitles | أعني، لم أكن أبدا أتخيل أني سألتقي بغريم، فضلا عن اثنين. |
Sizinle ofiste görüşecektim ama haberleri duyduktan sonra oraya gidemedim. | Open Subtitles | لكنتُ سألتقي بكما في المكتب ، لكن... لمْ أستطع الذهاب بعدما سمعتُ الخبر. |
demek istediğim , sabahları o gün ne olacağını bilmeden yataktan kalkmayı seviyorum yada kimle görüşeceğimi , nereye gideceğimi. | Open Subtitles | أحب الإستيقاظ في الصباح دون معرفة ماذا سيحدث أو مع من سألتقي أو أين سأتجه |