Sorunu ne kadar erken çözersen o kadar iyi, bıktım saçmalıklarından. | Open Subtitles | كلما وجدت عيبك عالجتَ ،مشكلتك بنحو أفضل لأننيّ سأمت من هراءكَ |
Hayatıma karışmandan ve sevdiğim kadına hakaret etmenden bıktım usandım artık! Bunu yapmaya devam edersen, ciddi bir sorunumuz var demektir. | Open Subtitles | معك حق ,هذا يكفي سأمت من تدخلك في حياتي وحديثك بالسوء عن المراة التي احبها واذا استمريت ,فسيكون لدينا مشكلة حقيقية |
Krala yaltaklanmaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد سأمت من الخضوع وتقديم فروض الولاء للملك |
Bütün bunlardan sıkıldım! Biraz eğlenmek isteyen avcılar. ...ve adamlarla başka bir kamp kuracağım. | Open Subtitles | لقد سأمت من ذلك ، سوف ابني مخيماً جديداً للصيادين وللاشخاص الذين يودون الحصول على المرح |
Isadora Duncan -- (Müzik) -- San Francisco'daki çılgın, uzun bacaklı kadın bu ülkeden bıktı ve gitmek istedi. | TED | إيزادورا دنكان (موسيقى) امرأة مجنونة طويلة الساقين من سان فرانسيسكو، سأمت من هذا البلد، وأرادت الخروج منه. |
Anlarsın ya, bütün bu hikayeleri dinledim... ve tabii ki kendimden bıkmış durumdayım. | Open Subtitles | لقد سمعت كل هذه القصص لذا فقد سأمت من نفسي بالطبع |
Bu yapmacık kural tanımazlardan bıktım artık. | Open Subtitles | لقد سأمت من هؤلاء الفنانين غير الملتزمين الزائفين. |
Bu sürtüğe bakıcılık yapmaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد سأمت من كونى مثل مربية اطفال مع هذه العاهرة |
Beni rahat bırak Mathilda. Oyunlarından bıktım. | Open Subtitles | ابتعدي عني يا ماتيلدا لقد سأمت من ألاعيبك |
Sensin, Daniel! Beni kullanmandan bıktım. | Open Subtitles | أنتم يا دانيل ، لقد سأمت من أنكم تستغلونني |
Dün gece bir şeyler değişti. Senin kölen olmaktan bıktım artık. | Open Subtitles | الليلة الماضية غيرت الأشياء لقد سأمت من كوني كبش الفداء |
Bu tür hukuk bize, biz sanki ruhsal ve duygusal olarak... bozukmuşuz gibi davranıyor, ve ben artık bundan bıktım. | Open Subtitles | هذه القوانين تعاملنا كما لو كنا معاقين , نفسياً او عاطفياً وانا سأمت من ذلك |
Bu embesilin yanında asılı olmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | لقد سأمت من كونى مُعلق بجانب هذا المعتوه |
- İstediği gibi gelip gidiyor paranı alıyor, yine para gerekinceye kadar ortadan kayboluyor. bıktım artık! - Dur! | Open Subtitles | خذ مالك إختفي نحن لا نريدك أنا قد سأمت من هذه الحياة |
Kurbanları yazmaktan bıktım, ama tek yapabildiğim bu. | Open Subtitles | لقد سأمت من الكتابة عن الضحايا لكن هذا هو كل ما يمكنني أن أفعله |
Daha hızlı iyileşebileyim diye çünkü arkadaşlarım orada ölürlerken ben burada olmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | حتى أتعافى أسرع , لأنني سأمت من البقاء هنا بينما أصدقائي يموتون هناك |
Bütün bunlardan sıkıldım! Biraz eğlenmek isteyen avcılar. ...ve adamlarla başka bir kamp kuracağım. | Open Subtitles | لقد سأمت من ذلك ، سوف ابني مخيماً جديداً للصيادين وللاشخاص الذين يودون الحصول على المرح |
Hayır, anlamıyorum. sıkıldım, artık! | Open Subtitles | لا، أنا لا أفهمك لقد سأمت من كل هذه الأمور |
Tamam, alış buna tatlım! Seni üzgün görmekten sıkıldım.. | Open Subtitles | حسناً ، تجاوزي ذلك يا عزيزتي لقد سأمت من رؤيتكِ كئيبة |
Şu minik, çirkin suratlarınızı görmekten bıktı. | Open Subtitles | سأمت من النظر إلى وجوهكم |
Annen olduğunu düşün, seni dinlemekten bıkmış olan annen. | Open Subtitles | تظاهر انها امك الام التى سأمت من الاستماع اليك |
Önemli değil. At arabasında bugün yeterince yoruldum. Basit olmasına rağmen, büyüleyici bir yer. | Open Subtitles | إطلاقاً، فقد سأمت من ركوب العربة، وهذا الجو الريفي ساحر |
Ve ben fasülyeden muamelesi görmekten sıkıldım. | Open Subtitles | و سأمت من كوني مع من لا يعرفوا شيئاً |