"سئ جداً" - Translation from Arabic to Turkish

• çok kötü
• Çok yazık
• kötü bir

İnsanlara kötü şeyler yapan çok kötü bir adamım var.
أنا عِندي رجل سئ جداً يفعل أشياء سيئة جدأ للناس

Bana güvenmemen çok kötü, ben de sandım ki şey, sen...sen ve ben, anneni hapishaneden çıkarabiliriz.
سئ جداً أنك لا تثق بى لأنى أعتقد أنت وأنا, ربما نخرج أمك من السجن

- Hayır. çok kötü. Kalabalık bir ailedir, sosyaldirler.
هذا سئ جداً , كان هناك العديد منهم ولكنهم تفرقوا

Bu çok kötü çünkü yanılıyor olmayı tercih ederdim.
ذلك أمر سئ جداً لأننى كنت بحق ، أود لو كنت مخطئة

Hücum oyuncusu gelemiyormuş. Çok yazık.
سمعت أن لاعب الدفاع لن يحضر، سئ جداً

Bay Weston, bu rolü tersinden bile ezbere biliyorum. Bu çok kötü, çünkü rolü az önce bir başkasına verdik.
أنا أعلم خلفية هذا الدور هذا سئ جداً لإننا أعطينا الدور لشخص أخر

Bu çok kötü, çünkü bunun tartışılması gerekiyor.
حسناً، هذا سئ جداً لأنه يجب أن نتناقش في هذا

Şey, senin için çok kötü. Bana 100 dolar borçlusun.
حسناً , هذا سئ جداً لك مازلت مدان لي بمئة دولاراً

Tekrar geri dönemeyen insanlar. Bu çok kötü.
الناس لا يهبطون أبداً من هناك هذا سئ جداً

Bak üzgünüm ama çok kötü bir zamanda geldin.
انا اسفة لكن هذا الوقت سئ جداً بالنسبة لي

Sanırım burada çok kötü şeyler oluyor.
أعتقد أن هناك شئ سئ جداً يجري في هذا المكان

Bu çok kötü, çünkü şirkette ortaklık teklif edildi ve bu da New York'a taşınıyorum anlamına geliyor.
هذا سئ جداً لأنه تم تقديم عرض شراكة لي في الشركة وتعني الشراكة انتقالي الى نيويورك

Çok doğal bir teknoloji, madencilerin söylediklerine göre, "Hava çok kötü. Gitmelisin.
ذو تقنيه طبيعيه جداً، حتي تقول لعمال المناجم، "الهواء سئ جداً. يجب أن تذهبوا.

Bu kötü, çok ama çok kötü.
هذا سئ , هذا سئ جداً هذا سئ حقا

Bazıları iyi, bazıları kötü, bazıları çok kötü.
بعضهم جيد , بعضهم سئ بعضهم سئ جداً

Görünüşe göre çok kötü düşmüş.
لقد هبط بشكل سئ جداً على ما يبدو

Ya çok iyi ya da çok kötü bir baba.
إما هو أب طيب جداً أو أب سئ جداً

Çok ama çok kötü bir adam buraya gelecek ve...
رجل سئ جداً جداً .سيأتيإلىهنا و.

Bu çok kötü. Neler oldu?
حسناً , هذا سئ جداً , ما الذي حدث؟

Çok yazık, çocuk çok iyi öpüşüyordu.
سئ جداً إنهُ يجيد التقبيل حقاً