savaş alanında kaybettiğim ve solmaya yüz tutan anılarımı yeniden hatırlamayı umuyorum. | Open Subtitles | أريد إسترجاع تلك البعيدة والذكريات المشوهة على ساحة المعركة الذي فُقِدت فيه |
O hayatı eve gelmek, ailemle olmak için savaş alanında bıraktım. | Open Subtitles | تركت أن الحياة في ساحة المعركة الى الوطن، يكون مع عائلتي. |
savaş alanına ayak bastığımı düşünmüyor olabilirsiniz... çünkü hiç bu masanın başında oturmadınız. | Open Subtitles | قد تظن أن قدمي لم تطأ ساحة المعركة لكن ذلك لأنك لم تجلس قط على هذا المكتب |
Belki savaş meydanında değil, ama... cesaretin birçok biçimi vardır. | Open Subtitles | ..ربما ليس فى ساحة المعركة لكن هناك أشكال عدة من الشجاعة |
Askerî bilim adamlarının savaşta askerlerin duygularını bastırabilmek üzere oluşturduğu prototip bir ilaç. | Open Subtitles | العلماء العسكريون استطاعوا أن يصنعوا حبة تستطيع قمع مشاعر الجنود في ساحة المعركة |
Bu ülkede Fizik bir savaş alanı Sadece beyin yeterli olmalı, ama yeterli değil çünkü beyninin üstünde çalışacağı şey için paraya ihtiyacın var ve bu ülkede para bulmak için cesur olmalısın çünkü daima seni durdurmaya çalışacaklar olacaktır Göreceksin. | Open Subtitles | الفيزياء في هذه البلاد ,مثل ساحة المعركة ,ولعينة سترى |
Size yalvarıyorum, savaş alanında sakın ola sizi kurtarmasını beklemeyin. | Open Subtitles | لذا أناشدكم، لا تنتظروا منه أن ينقذكم في ساحة المعركة. |
Asker olduğunuzu hayal etmenizi istiyorum savaş alanında koşuyorsunuz. | TED | أريدكم أن تتخيلوا بأنكم جنود تجرون في ساحة المعركة |
Çünkü taburunuzun bir kısmı ishalse, savaş alanında o kadar da etkili olmayacaklardır. | TED | لأنه إذا أصيب بعض جنودك بالإسهال فإنهم لم يكونوا بتلك الفاعلية في ساحة المعركة. |
Durga, görkemli, şaşalı, güzel, 18 kolu ile savaşmaya hazır, aslanının üzerinde Mahishaur'u yok etmek için, savaş alanında. | TED | دورغا متألقة مكللة جميلة باذرعها الثمانية عشر مستعدة للحرب ممتطية اسدها في ساحة المعركة لتدمر ماهيشاسور |
Bazı askerler savaş alanında yatıp çürür. | Open Subtitles | بعذ الجنود يرقدون و يتعغنون في ساحة المعركة |
Ve savaş alanında gördüklerim tanrının amacını sorgulamama sebep oldu. | Open Subtitles | والذي رأيته في ساحة المعركة تركني اتساءل عن هدف الله منه |
Anavatanı kanlı ve amaçsız bir savaş alanına dönüştü. | Open Subtitles | أصبح لها الوطن في ساحة المعركة لحرب دموية والتي لا معنى لها. |
Anavatanı kanlı ve acımasız bir savaş alanına dönüşmüştü. | Open Subtitles | أصبح لها الوطن في ساحة المعركة لحرب دموية والتي لا معنى لها. |
Senin baban, benim babam, tüm atalarımız ve savaş meydanında can veren binlerce insan! | Open Subtitles | أباك الملك, هو أبي الملك وأسلافنا واحدة وجميع الآف الجنود في ساحة المعركة |
Eski düşmanım bir kez daha savaş meydanında karşılaştık. | Open Subtitles | ،إذن يا خصمي القديم نلتقي مجدداً في ساحة المعركة |
Sizinle paylaşacağım bu resim göreceğiniz üzere, savaşta geçirdiği zamanlara ait değil. | TED | تلك الصورة التي ترونها، ليست وهو فى ساحة المعركة. |
savaş alanı düz bir arazide, alçak tepelerin eteğindeki bir nehir kıyısındaydı. | Open Subtitles | كانت ساحة المعركة على سهل عند النهر ...عند نهاية بعض التلال المنخفضة |
Diplomasinin değiştiremeyeceği Savaş meydanı gerçekleriydi. | Open Subtitles | إنها حقائق ساحة المعركة التي لا يمكن أن تغيرها الدبلوماسية |
Havalar bozmaya başlayınca, Bedevi kabileler savaş alanını terk etmeye başladı. | Open Subtitles | وعندما ساء الطقس بدأت قبائل البدو بترك ساحة المعركة |
Bacağından olmanın iyi yanı düşmanın seni savaş alanından hapishaneye taşımıyor oluşudur. | Open Subtitles | شيء واحد حول خسران ساق العدو لا يحملك من ساحة المعركة , إلى السجن |
Şimdi de beni savaş alanındaki tüm shinobilere bağlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تَصليني بجميع الشينوبي هنا المتواجدين في ساحة المعركة |
Böyle bir koleksiyonu olan adam, savaş meydanına adımını atmamıştır. | Open Subtitles | أي رجل لديه مجموعة كهذه لم تطأ قدمه ساحة المعركة |
Savaş meydanından yenilmeden dönen siz askerlerimi selamlıyorum. | Open Subtitles | أنا أحيّيك يامن عُدت غير مقهوراً من ساحة المعركة |