dedim. Bir sessizlik oldu. Sonunda en gözde öğrencim, direk gözlerimin içine baktı ve | TED | و ساد الصمت. ثم تتجاوب طالبتي المفضلة و تنظر مباشرة إلى عيني |
Güneşi gördüm, çuval bezi kadar koyuydu, ve ay kan rengindeydi, cennette sessizlik hakimdi, derken melek dedi ki, "Gel ve gör." | Open Subtitles | كنت أرى الشمس و كانت سوداء كـقطعة من القماش و أصبح القمر كالدم، و ساد الصمت في السماء |
Onunla telefonda konuşurken hatırlıyorum, o bir şeyler dedi, ben de bir şeyler dedim, ve bir sessizlik oldu ve "Biriyle tanıştım" dedi. | Open Subtitles | أتذكر محادثة هاتفية. قلنا عدد قليل من الأشياء, ثم ساد الصمت. |
Frank, kim bilir kaç düşmana karşı. Sonra bir sessizlik olmuş. | Open Subtitles | (فرانك) ضد "الرب وحده يعلم كم من الرجال" وبعد ذلك ساد الصمت |
Arabanın kapısı açıldı ve sessizlik. | Open Subtitles | فُتح باب السائق ثم ساد الصمت. |
Frank kimbilir kaçına karşıydı. Sonra sessizlik oldu. | Open Subtitles | (فرانك) ضد "الرب وحده يعلم كم من الرجال" وبعد ذلك ساد الصمت |
Sonra bir sessizlik oldu. | Open Subtitles | ثم ساد الصمت |