"سارة و" - Translation from Arabic to Turkish

• Sarah ve

Birkaç gün önce Sarah ve ayakkabılar arasındaki şey, bu ilk kez...
و بخصوص سارة و حذائها. هذه ليست المرة الأولى

Fakat Sarah ve ben KITT'in hareket kabiliyetlerini düşürmüş olabiliriz.
كامل السيارة ، و لذلك سوف تصمد و لكن إتصالاتنا سارة و أنا قد تخفض مناعة كيت

Sarah ve Dr. Graiman eski bir iş arkadaşlarını arama girişimindeler.
سارة و د.جرايمان يحاولان تعقب زميل سابق

Şimdi Sarah ve Casey bildiğin ajan ha?
سارة و كايسي هم جواسيس فعلا صحيح؟

Geçen bir kaç gün içerisinde, Sarah ve Luc benim içinde bulunduğum bu acımasız politik çevreden dolayı oldukça fazla zarar gördüler.
وفي هذه الأيام الأخيرة ، اضطررت أنا أشاهد سارة " و" لوك " يعانيان لأني كنت أسعى في مناخ سياسي ضار

Ben ve Kitty ve Sarah ve Justin ve Tommy.
أنا و كيتي و سارة و جاستن و تومي

Bay Stinson'ın Ann, Sarah ve Molly'yi haftalık olarak ziyaret etmek hakkı vardır.""
السيد "ستينسون " له حق الزيارات الأسبوعية "ل "آن " و "سارة" و "مولي

Yalnız kalmasınlar diye Sarah ve Will'le bir partiye gidiyorum.
إلى الحفلة مع (سارة) و (ويل) لكيّ لا يكونا بمفردهما.

Ama Sarah ve Lucy'nin aksine ben Lexie'yi hatırlıyorum.
"ولكن على خلاف " سارة " و "لوسي أنا أتذكر "لكسي" , حسناً ؟

Jack, parayı alabilirsin. Biz de Sarah ve Julian'ı aldığımız zaman.
(جاك)، يمكنك الحصول على المال، فور أن تترك (سارة) و (جوليان)

Sarah ve Patty'yi dışarı çıkarmamız lazım.
إسمع، علينا أن نخرج، (سارة) و(باتي) من هنا

Sarah ve Tommy çalışma odasını ayarlıyorlar böylece merdivenlerle uğraşmak zorunda olmayacaksın.
(سارة) و (تومي) يعدان غرفة المكتب حتى لا تضطر لصعود السلالم

Sarah ve Joe, hatırlarsanız size çocuk bakıcılığı... yapacağıma söz verdiğim... bir gün vardı ve arayıp... arabamın bozulduğunu söyledim.
( (سارة) و (جو, هناكاوقات, لاأعرفلو أنكماتتذكران, انيوعدتكمابمجالسةالأطفال,

Bu da sörf yapmayı öğrenmek zorundasın demek. Sarah ve Kitty sörf yapmayı biliyor mu?
هل (سارة) و (كيتي) يعرفان كيفية ركوب الأمواج؟

Sarah ve ben sadece arkadaşız, Kitt.
سارة و أنا مجرد أصدقاء يا كيت

O uçağı indirmeliyiz ya da Sarah ve Mike ölür.
لابدّ أن نجعل الطائرة تهبط وإلا ستموت (سارة) و(مايكل)

Sarah ve Arrow'u kıskandığımı mı düşünüyorsun?
تظن أنني أغير من سارة و أرو ؟

Adli Bilgi Teknolojisi Ekibi, Sarah ve Sam'in bilgisayarlarını incelemeye almış.
الفريق التقني قد أخذ حاسوبي (سارة) و(سام).

Sarah ve Casey, Chuck için ne yapılacağını bilir.
(سارة) و (كايسي) سيعرفو كيف نساعد (تشاك)، حسنا؟

Quinn üç parçayı da bulursa Sarah ve Morgan'ı mahveden hatayı düzeltebilir sonra da Bilgisayar'ı kendisine yükler.
هناك تحميل واحدٌ باقٍ. لو جمع (كوين) القطع الثلاث معاً، فسيكون بإمكانه إصلاح الخلل الذي أفسد ذكريات (سارة) و(مورغان).