Şimdi saatler, günler öncesine bakalım: Hormonların tahtına giriş yaptık. | TED | الآن يجب أن ننظر ساعات إلى أيام قبل، وبهذا نكون قد دخلنا حقل الهرمونات. |
Sınır Devriyesi'nin bir tehdide karşı tepki süresinin saatler ve günler sürdüğü sınır bölgeleri var. | TED | وهناك مناطق حدودية حيث سرعة استجابة حرس الحدود فيها على التهديدات تبلغ من ساعات إلى أيام، |
Eğer tepki süreniz saatler ve günler sürüyorsa o halde bir duvar, fiziksel bir engel değildir. | TED | فإذا كانت سرعة استجابتك تبلغ من ساعات إلى أيام فبالتالي لن يكون الجدار حاجزًا فعليًا، |
Dört saat içinde Roma'ya bir uçak kalkıyor. | Open Subtitles | هناك طائرة أربع ساعات إلى روما. من هناك .. |
Seçeneklerin 4 ve 14 saat sonra. | Open Subtitles | الخيارات المتاحة هي من 4 ساعات إلى 14 ساعة |
Bir kaç saat uzağa gidiyorlar. Buna inanamıyorum! | Open Subtitles | يستطيعون اصطحابي، إنها مجرد ساعات إلى العاصمة |
Şehre üç saat, daha sonra buraya gelmeleri bir saat. | Open Subtitles | سيستغرقون 3 ساعات إلى المدينة، وساعة أخرى للوصول هنا. |
Küba'ya gidiş sadece üç saat sürüyor, Tony. | Open Subtitles | انها فقط رحلة لمدة ثلاث ساعات إلى كوبا، طوني. |
Bir arkadaşımın evine gittim ve sakinleşene kadar bir kaç saat orada kaldım. | Open Subtitles | إظطررت للذهاب لمنزل صديقٍ لي وبفقيت هناك لعدة ساعات إلى أن هدأت |
Hastalığa yakalandıktan sonra kuluçka dönemi ortamına göre bir kaç saat ila 21 gün arasında değişiyor. | Open Subtitles | ,بمجرد أن تصبح مصاباً فإن فترة الحضانة قد تظهر لتتواجد في أي مكان من عدة ساعات إلى 21 يوماً |
9 saat sonra çıkacağız, anlıyor musun? | Open Subtitles | فقط 9 ساعات إلى أن نخرج من هنا، هل تفهم؟ |
9 saat sonra çıkacağız, anlıyor musun? | Open Subtitles | فقط 9 ساعات إلى أن نخرج من هنا، هل تفهم؟ |
Mesela sıcak bir takside on saat üzerine oturduğun arka cebindeki cüzdan gibi. | Open Subtitles | عندما يمتزجان مع الضغط والحرارة، لنقل مثلا... محفظة نقود جُلٍس عليها من عشر ساعات إلى يوم في سيارة أجرة ساخنة. |