New York'tan Bir saat ötedeyiz, inanılmaz! | Open Subtitles | لا أصدق اننا على بعد ساعة فقط من نيويورك |
Jim, Bir saat önce yolda çalışan işçiler aralarından birinin ezildiğini görmüşler. | Open Subtitles | كان من ساعة فقط , طاقم الفريق يعمل هنا على طريق 57 شوهد عضو منهم مقتول بحادث مروري |
Bu yolun gidiş gelişi Bir saat alıyor. | Open Subtitles | وذلك الخط يأخذ ساعة فقط لإكمال دورة واحدة |
Onu götüreceğim ama sadece bir saatliğine ve muhabbet etmeyeceğiz. | Open Subtitles | حسنا سأخذها ولكن لمدة ساعة فقط و بدون احاديث جانبية |
Garajda bir işim çıktı, yarım saatliğine yukarı çıktım. | Open Subtitles | لديّ موضع في المرآب لقد ددلفتُ للمنزل لنصف ساعة فقط |
Her neyse, eve olabildiğince erken döneceğim. Doktora göre, 24 saatlik bir şeymiş. Akşamdan kalacağını da unutma. | Open Subtitles | على أيّة حال ، سأعود للمنزل حالما أستطيع يقول الطبيب أنها مسألة 24 ساعة فقط |
Onları geri vermen gerek! Daha 24 saatleri var! | Open Subtitles | يُفترض بك أن تعيدهم إنها مدة 24 ساعة فقط |
Eğer sana yeni bir karaciğer bulamazsak geriye yalnızca 24 saatin kaldı. | Open Subtitles | ،إن لم أجد لكَ كبداً جديداً ستتبقى لديكَ حوالي 24 ساعة فقط |
Ve insanlığı yok etmeden önce 48 saatimiz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وأمامنا 48 ساعة فقط قبل أن يقوم بتدمير البشرية جمعاء |
Annesi sadece Bir saat ötede yaşıyor ama Darren onun maça gelmesine izin vermiyor. | Open Subtitles | تعيش أمه على بعد ساعة فقط لكنه لم يسمح لها أن تحضر أي مباراة له |
Bir saat önce buraya park ettiğimde uyarı falan yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك أية لافتات عندما كنت هنا من ساعة فقط. |
Hazır mısın? Öğle tatilimiz sadece Bir saat Emma. | Open Subtitles | لقد حصلت على ساعة فقط لتناول طعام الغداء , إيما. |
Zach'e, bilgisayarla sadece Bir saat geçirebileceğini söylersin. | Open Subtitles | أخبر زاك أنه سيمكث ساعة فقط على الكمبيوتر |
Daha Bir saat oldu ama dışarıda insanlar var. | Open Subtitles | لقد مرت ساعة فقط و الناس اصبحوا فى الخارج بالفعل |
Endişelenme, iyiyim, ama önümüzdeki Bir saat benden haber alamaman durumunda, krater bölgesine gelip beni bulmaya çalış, tamam mı? | Open Subtitles | في حال لم تسمع صوتي خلال . ساعة , فقط تعال لموقع المطرقة |
Bir saat sonra ideal fırlatma penceresi açıldığında bu harika aygıt Güneş'e uçarak ardında manyetik bir iz bırakacak. | Open Subtitles | عندما نافذة إطلاقنا المثالية تفتح في أكثر من ساعة فقط... هذا الخلق العظيم سيطير إلى الشمس... الرنين المغناطيسي المتأخر. |
Garajda bir işim çıktı, yarım saatliğine yukarı çıktım. | Open Subtitles | لديّ موضع في المرآب لقد ددلفتُ للمنزل لنصف ساعة فقط |
Neden yarım saatliğine uyumama izin vermiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تدعيني أنام لنصف ساعة فقط أولاً ؟ |
48 saatliğine şehre geldi. | Open Subtitles | سيتواجد في المدينة لمدة ثماني وأربعين ساعة فقط |
Ekonomik etkisi nasıl olurdu sadece 24 saatliğine olsa bile. | Open Subtitles | تخيّل ما مدي التأثير الإقتصادي حتي لو دام الأمر لـ 24 ساعة فقط |
...sadece 12 saatlik bir süre oluyor ve Bayan Nyholm de işte buna güveniyor. | Open Subtitles | عذراً, لم أنتهي بعد سيكون هناك 12 ساعة فقط للحفاظ على سلامة الكبد |
Bir bakirenin kanı için 24 saatleri var. | Open Subtitles | لديهم 24 ساعة فقط بعد استنزافهم لدماء العذراء |
24 saatin kaldı. | Open Subtitles | أن يكون لديك 24 ساعة فقط. |
Terk etmek için 24 saatimiz olduğunu söylediler. | Open Subtitles | وقالوا ان لدينا 24 ساعة فقط لنترك الشقة من كان هناك ؟ لا اعلم |