Biliyorum. Sıkı bir dövüşçü ama bacakları tükendi. | Open Subtitles | أعرف، انهملاكمجيد ، لكن ساقاه لم تعد تتحمل |
Kulakları berbat, kafası berbat, bacakları berbat, kuyruğu yamuk. | Open Subtitles | أذناه متسختان, رأسة متسخ ساقاه متسختان وذيله متقوس |
Köpeklerini kaybetmişti, bacakları kırılmıştı, donarak öleceğini anlamıştı. | Open Subtitles | فقَدَ فريقَ كِلابِه، و انكسرَت ساقاه أدركَ أنهُ سيموتُ متجمداً |
Borudan geçmeye çalışıyor, sanırım sıkıştı. bacaklarını komik bir şekilde sallıyor. | Open Subtitles | ويتسلق في أنبوب ويبدو أنه علق به ساقاه تتدليان بشكل هزلي |
Kollarını ve bacaklarını zar zor hareket ettirebiliyor. | Open Subtitles | إنه يحرك ذراعاه و ساقاه بصعوبة |
Küçük Çinli bacakları parçalanmıştı. | Open Subtitles | كانت ساقاه قد قطعتا تماما بسبب التفجيرات |
bacakları kopmuş, bir torso* gibi ve kafası da kaskının içerisinde bir çantada. | Open Subtitles | كلا ساقاه مقطوعات من الجذع وخوذته في كيسه مع رأسه بداخلها |
Evet, kolu felç olmuş. Evet, bacakları da felç olmuş. | Open Subtitles | نعم، ذراعه مشلول نعم، ساقاه مشلولتان |
- bacakları gergin ve soğuk. - Çok iyi. | Open Subtitles | . ـ ساقاه باردتان و مشدودتان . ـ جيّد |
Birinin bacakları yorulmuş. | Open Subtitles | أحدهم ساقاه تعبتان |
bacakları bir numara. | Open Subtitles | ساقاه الرقم واحد |
bacakları kararmıştı. | Open Subtitles | ساقاه كانت سوداء. |
bacakları nasıl çarpıldı bir bak. | Open Subtitles | انظري كيف ساقاه ملتويتان! |
Sadece bacakları mı? | Open Subtitles | ساقاه فقط؟ |
Serum ona bacaklarını geri veriyor ama bu ona yetmiyor. | Open Subtitles | المعالجة تمنحه ساقاه... لكن ذلك غير كافي. |
Travis'in bacaklarını yeniden çıkartamaz. | Open Subtitles | لن يجعل ساقاه تنمو مجددا. |
Afganistan'da mayına basıp bacaklarını kaybetmiş. | Open Subtitles | شُرطى فُجرت ساقاه فى (أفغانستان) |