Mesela arabadaysam, biri bana çarparsa ve o kişinin Tek bacağı varsa bacaktan söz ederim. | Open Subtitles | مثلاً لو كنت أقود وشخص اصطدم بي وله ساق واحدة سوف أتحدث عن الساق |
Tek bacağı olan Terrence bu ligdeki oyuncuların % 95'inden daha iyidir. | Open Subtitles | تيرنس كينج على ساق واحدة هو أفضل من 95% من ملتقطي الكرة في هذا الدوري |
tek bacaklı Pigtown fahişesi gibi etrafta koşuşturup duracağız. Ne uğruna? | Open Subtitles | أنت تنتقّل مثل عاهرة لها ساق واحدة يوم الدفع ولأجل ماذا؟ |
tek bacaklı, ölü hermafrodit bile olsalar umurumda değil... | Open Subtitles | لا أهتم إن كن ذوات ساق واحدة يملن لمعاشرة الموتى، |
Sadece tek bacağımı kaybettiğim için şanslı kılıyorum kendimi. | Open Subtitles | كنت محظوظا لتفقد ساق واحدة فقط. |
Peki kedicik, arkadan tek ayak üstünde, tam ortaya iki atış. Silahını görebilir miyim? | Open Subtitles | قفي على ساق واحدة طلقتين في المركز هل أرى مسدسك ؟ |
Bir putperest ona doğru gelip eğer haham tek ayağı üzerinde durarak Yahudi öğretisinin hepsini ezbere söylerse Yahudi olmayı teklif etti. | TED | جاء وثني إليه وتعهّد اعتناق اليهودية إذا تمكن الحاخام من تلاوة التعليم اليهودي الكامل بينما هو يقف على ساق واحدة. |
"Köpekbalığı bir bacağını ve bir kolunu kopardı, ve sende tekneye geri yüzdün? | Open Subtitles | "بت مع سمكة قرش قبالة ساق واحدة وذراع واحدة، وأنت سبح العودة إلى القارب؟ |
Benim anneannem 130 kilo ve Tek bacağı var. | Open Subtitles | جدّتي تزن 300 باوند ولديها ساق واحدة |
Birinin Tek bacağı vardı. | Open Subtitles | كان أحدهما واقفاً على ساق واحدة |
Birinin Tek bacağı vardı. | Open Subtitles | أحدهم يقف على ساق واحدة فقط |
Ve daha yedi yaşında, kızakla kayarken Salzburg'da geçirdiği kaza yüzünden Tek bacağı var. | Open Subtitles | وكانت لديه ساق واحدة فحسب بسبب حادث تزلج تعرض له... في (سالزبيرج) عندما كان في السابعة من عمره فحسب؟ |
tek bacaklı, ölü hermafrodit bile olsalar umurumda değil. Sekse ihtiyacım var benim. | Open Subtitles | لا أهتم إن كن ذوات ساق واحدة يملن لمعاشرة الموتى، |
tek bacaklı bir adamın gemide yaratacağı tehlike konusunu ben açtım. | Open Subtitles | لقد أثرت القلق بشأن خطر نشب حريق عن طريق رجل ذو ساق واحدة في المطبخ |
Donanmadaki tek zenci dalgıç ve tek bacaklı. | Open Subtitles | الوحيد فى البحرية و لديه ساق واحدة |
Sadece tek bacağımı kaybettiğim için şanslı kılıyorum kendimi. | Open Subtitles | كنت محظوظا لتفقد ساق واحدة فقط. |
tek ayak üzerinde dururken o diziyi tekrar ederek while döngüsünü öğrenirsin. | TED | وتتعلم الحلقات "While" عبر تكرار السلسلة بينما أقف على ساق واحدة. |
Hillel tek ayağı üzerinde dururken, dedi ki, "Sana iğrenç gelen şeyi komşuna yapma. Tevrat budur. Gerisi yorumdur. | TED | فوقف هيليل على ساق واحدة وقال "ما تكرهه، لا تفعله لجارك، وهذه هي التوراة والباقي كله تعقيب وشرح. |