"ساليم" - Translation from Arabic to Turkish

    • Salem
        
    • Salim
        
    • Salemi
        
    1626'da bir grup İngiliz protestan olan Puritanlar Salem'e yerleşti. TED أُسست ساليم سنة 1626 من قبل التطهيريين، مجموعة من البروتستانت الإنجليز.
    Salem halkı için hayat katı ve soyutlanmıştı. TED كانت الحياة محدودة ومعزولة لقاطني ساليم.
    Salem'de, beni kazığa bağlayıp yakarlardı, fakat bu sihir değil. Open Subtitles في ساليم كانوا يودون إحراقي ولكنه ليس سحرا
    Burada atfedilen Malum'un aslen bir nesne olduğuna, bu nesnenin Salem'da bir yerlerde aleyhimize kullanılmak üzere beklediğine inanmak için gerekçem var. Open Subtitles لدي سبب لكي اعتقد ان المالوم يشير الى هنا انه شيء موجود وهذا الشيء موجود في ساليم ينتظر أن يُستعمل ضدنا
    Siz Anarkali'yseniz, ben de Salim'im. Open Subtitles إذا كنت أناركالى، لا بدّ أننى كُنْتُ ساليم
    Bu nedenle, genç John Alden'ın kendini Salem'dan tecrit etmesi, kafir yerlilerce esir alındığı yerde, köksüz, inançsız, sevgisiz bir şekilde kendini savaşın potasına bırakması gayet olağandı. Open Subtitles ولذلك فصل الشاب جون ألدن نفسه من ساليم وبكل كره وعدم ايمان وبدون جذور
    Salem en nihayet yaptıklarından ötürü ölecek birini mahkum etti. Open Subtitles الأن هو شيء مضحك وأخيراً ساليم حكمت على شخص بالموت لشيء فعله حقاً
    - Salem'ın aziz halkı, canlarını kurtarmaya çalıştığım o insanlar, hepsi de ölmemi istiyorlar. Open Subtitles الاشخاص الطيبين في ساليم الاشخاص الذين أحاول مساعدتهم كلهم يريدونني ميتاً
    karısını South Salem'deki köy evinden tren istasyonuna bıraktığını ve karısının da oradan şehre giden trene binip... Open Subtitles انه قد اوصل زوجته من منزلهم في غرب ساليم ، الى محطة القطار القريبة،
    Ve onun South Salem'den ayrıldığına dair kesin bir kanıt yok. Open Subtitles ولم يكن هنالك دليل ، دليل مؤكد أنها قد غادرت جنوب ساليم.
    Salem varlığınızla bereketlendi aynı benim rehberliğimizde olduğum gibi. Open Subtitles ساليم قويت جداً بوجودكِ وكذلك أنا بمشورتك
    Yemin ediyorum... eğer Yüce İsa, Salem'in sokaklarında yürüseydi kurtarılmaya değer hiçbir adam bulamazdı. Open Subtitles حتى في السبت المقدس .. اقسم لكم .. لو ان اليسوع سار في شوارع ساليم
    Ve gerçekten Salem'i değiştirmek istiyorum. Open Subtitles ومن كل قلبي أريد ان اجعل ساليم تبدو افضل
    Hâlâ varken, Salem'dan olabildiğince uzaklaşmak için kullan. Open Subtitles استخدميها للابتعاد عن ساليم قدر ما استطعت
    Riverdale, her geçen gün, cadı mahkemelerinin yapıldığı Salem gibi olmaya başlıyordu. Open Subtitles "ريفرديل"، في كل يوم يمر تصبح مثل مدينة "ساليم" أثناء مُحاكمة الساحرات
    Salem, Oregon'a gidebileceğimizi umut ediyordum. Open Subtitles كنت اتمنى ان اذهب الى ساليم باريجون
    Salem, Oregon'a gidebileceğimizi umut ediyordum. Open Subtitles كنت اتمنى ان اذهب الى ساليم باريجون
    Chance Harbor'a Salem'den değil, doğrudan Avrupa'dan gelmişler. Open Subtitles لقد اتوا إلى "تشانس هاربور" من اوروبا "مباشرةً ،، وليسَ من "ساليم
    Peter, Salem'de. Pekâlâ, ona geldiğimizi bildirin. Salem. Open Subtitles بيتر" ، إنه في ساليم" - حسناً ، دعيه يعلم أننا في طريقنا لساليم -
    Ve siz de Salim'diniz. Open Subtitles وأنت كُنْتَ ساليم.
    Aynı tas, aynı hamam. Salim Adel. Open Subtitles "ساليم أديل"
    Ve Salemi elinde tutan kişi, tüm yeni dünyayı kontrol edecek. Open Subtitles ومن يحكم (ساليم)، و العالم الجديد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more