Bir nevi ıskaladık yanı. Ben de Sandicot dosyasına bakıp bunu arattım. | Open Subtitles | إنه خطأ من نوع ما، لذا عدت إلى ملف (ساندكوت) وتفحصت هذا |
Babamın Sandicot'ta bir şeyler başlattığı duyulursa son domino taşı üstüme düşer. | Open Subtitles | إن تسرب أن أبي بدأ الأمور في (ساندكوت) ستقع القطعة الأخيرة علي |
Sandicot'un merkezi yeniden yapılandırma için ideal. | Open Subtitles | مركز مدينة (ساندكوت) جاهز لإعادة التطوير |
Kumarhane Sandicot'a taşınıyor. Bu şekilde devam edeceğiz. | Open Subtitles | الملهى سيأتي إلى (ساندكوت) نحن نلتزم بهذا |
Sandicot'a oyun ruhsatı verilmedi. Her şey sona erdi. | Open Subtitles | لن تحصل (ساندكوت) على رخصة مراهنة انتهى الأمر |
Oyun ruhsatı, Sandicot'un yatırımlarımızı karşılayabileceğinin garantisiydi. | Open Subtitles | كانت رخصة المراهنة هي الضمانة أن (ساندكوت) ستدفع المال |
Sandicot bir Güney Amerika ülkesi değil. | Open Subtitles | (ساندكوت) ليست ريفاً كاملاً في جنوب (أمريكا) |
Ama güvenilir bir kaynaktan ruhsatın Sandicot'a verileceğini öğrenmiştim. | Open Subtitles | لكن الأمر هو أنني عرفت من مصدر موثوق أن (ساندكوت) كانت ستحصل على الرخصة |
Sandicot ilçe borçlarını üstlenme nedeninizin halkın iyiliği olması gibi. | Open Subtitles | كما أنا واثق أنك قمت بالالتزامات حيال (ساندكوت) |
- Tabii. Sandicot işbirliğine yanaşmıyor. - Buna da değineceğiz. | Open Subtitles | بالطبع، (ساندكوت) غير متعاونة سنقول كل هذا |
Sonra Sandicot'un gelişimine önayak olur merkezinde yeniden yapılanmaya gideriz. | Open Subtitles | لكننا نحصل على التقدم في إعادة نمو (ساندكوت) ونعيد تطوير مركز المدينة |
O halde ihtiyaçlarını Sandicot halkının önüne koyan yalnızca ben değilim. | Open Subtitles | إذاً، لن أكون الوحيد الذي ربما يضع احتياجاته الخاصة فوق احتياجات سكان (ساندكوت) الطيبين |
Kumar lisansı Sandicot'un maliyeti karşılayacağını garantiliyordu. | Open Subtitles | رخصة الرهان كانت الضمانة على أن (ساندكوت) ستدفع المال |
Sandicot, Bobby Axelrod'u kesinlikle hak etmedi. | Open Subtitles | من المؤكد أن (ساندكوت) لا تستحق (بوبي أكسلرود) |
O parti Sandicot cezalandırılmadan çok daha önce organize edildi. | Open Subtitles | تلك الحفلة منظمة قبل ما حدث لـ(ساندكوت) بكثير |
Evet. Duydun mu bilmem ama Sandicot'taydım. | Open Subtitles | أجل، لا أعلم إن كنت قد سمعت لكنني كنت في (ساندكوت) |
Onun Sandicot'taki arazisi için imzaladığın piyasa değerinin üstündeki kira kontratını da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أيضاً بشأن العقد المرتفع عن سعر السوق الذي وقعته على أرضه في (ساندكوت) |
Thayer'ın veya Sandicot meselesinin peşine düşmemeye karar verdim. Stratejik nedenlerden dolayı. | Open Subtitles | قررت ألا أتابع قضية (ثاير) ولا (ساندكوت) لأسباب استراتيجية |
Sandicot'taki tahvil yatırımından haberdarım. | Open Subtitles | أعرف بأمر تبادل السندات في (ساندكوت) |
Bu tarz reklamlar, özellikle Sandicot'a özel olanlar Sandicot iflas ederse zarar görecek olanların orta batıdan öğretmenler gibi çalışkan, özverili insanlar olacağı fikrini yatırımcılarımıza aşılayacaktır. | Open Subtitles | إعلانات كهذا لكن بشكل مخصص لـ(ساندكوت) تقنع الناس بفكرة أن مستثمرينا معلمين من الغرب الأوسط عمال نشيطون أشخاص مسؤولون من كل مكان |