| Sansa, kral ve kraliçenin önüne getirildi ve bir prense yalancı denmesi istendi. | Open Subtitles | سانسا تم جرها من قبل الملك والملكة وسؤلت لتقول عن الأمير أنه كاذب |
| Sansa'nın küçük bir kız olduğu zamanları bilirsin şimdi kadın oluşunu seyret. | Open Subtitles | لقد عرفت سانسا منذ أن كانت طفلة الآن راقبها بينما تصبح امرأة |
| Sansa olmadan bir hiçti... Bunu biliyordu. | Open Subtitles | لا, لا, بدون سانسا كان لا شيء, انه يعرف ذلك |
| Naobi Gideon'un fırtına tehlikesini reddettiğine ve Sansa'yı kayalığın kenarına kasten götürdüğüne inanmış. | Open Subtitles | "نايوبي" مقتنعة بأن "جديون" تجاهل خطر العاصفة وقادَ "سانسا" عمداً إلى حافةِ المنحدرِ |
| Sansa senin dünyanda yaşıyor olabilir, ama o sadece bi ilüzyon. | Open Subtitles | سانسا" قد تكون على قيد الحياة في عالمك" لكنها مجرد وهم |
| Bu sabah Sansa konseye gelip hayatınız için yalvardı. | Open Subtitles | جاءت سانسا إلى البلاط هذا الصباح تطلب لك الرحمة |
| Sansa çok tatlı bir şekilde hayatınız için yalvardı. Bunu ziyan etmek çok yazık olur. | Open Subtitles | سانسا توسلت من أجل حريتك من العار ألا يستجاب لتوسلها |
| Sansa Stark ile evliliğini ayarlayabilmek için tahta baş kaldırdım. | Open Subtitles | انا تمرت على التاج لانظم زواجك من سانسا ستارك |
| Sansa Stark da artık yok. Onunla oyunlarını oynadın. | Open Subtitles | ونحن ليس لدينا سانسا لقد قمت بالعيبك معهات |
| - Güzel. Sansa olmadan, bir varis sağlayamazsın. | Open Subtitles | انا سعيد بذالك بدون سانسا لن يكون لك وريث |
| Ben de Leydi Sansa'nın hepsini öldürdüğünü düşünmedim zaten. | Open Subtitles | لا يمكن ان تكون سانسا قتلتهم كلهم بمفردها |
| Bir kız kardeşi vardı, Sansa ve dört erkek kardeşi vardı. | Open Subtitles | وكان لديها اخت واحده، سانسا وأربعة أشقاء. |
| Söyler misin Lord Royce Sansa Stark ile yaptığım yolculuk planlarını kaç kişi biliyordu? | Open Subtitles | قل لي، لورد رويس كم شخص عرف بقصة سفري مع سانسا ستارك |
| Kuzey'deki dostlarım, Sansa'nın Kıştepesi'nden kaçtığını söylüyor. | Open Subtitles | أصدقائي في الشمال يقولون أن سانسا ستارك هربت من وينتر فيل |
| Bildiğim kadarıyla sen bir Snow'sun ve Leydi Sansa bir Bolton. | Open Subtitles | بقدر ما أفهم، كنت سنو وسيدة سانسا هو بولتون. |
| Ned Stark'ın piçi Kuzeydeki Kral ilan edildi ve katil orospu Sansa da onun yanında. | Open Subtitles | وقد تم تسمية نذل ستارك نجل الملك في الشمال وأن قتل عاهرة سانسا يقف بجانبه. |
| Yani Sansa biliyordu, Sansa hep biliyordu. | Open Subtitles | أعني "سانسا" علمت, بطبيعة الحال سانسا" دائما تعلم" |
| Sansa adanmışlığın farkına vardığı zaman, onu terk etmekle tehdit etti ve o da aniden nokta koydu. | Open Subtitles | "عندما اكتشفت "سانسا بخصوص الإهداء هددت بتركه وأنهى ذلك فوراً |
| Sansa senin ablan. | Open Subtitles | الإعتناء ببعضنا البعض سانسا أختك |
| Ve Leydim Sansa, babasına merhamet etmem için yalvardı. | Open Subtitles | وكذلك سيدتي سانسا سألت العفو عن أبيها |
| Sansa ve Arya, Kralın Şehri'nde esir. | Open Subtitles | سانسا وآريا أسرى في أراضي الملك. |