"سببُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sebebi
        
    • nedeni
        
    • sebep
        
    • nedenin
        
    Yoksa birana dokunmamanın başka bir sebebi mi var? Open Subtitles أَو سببُ آخرُ هناك الذي أنت ألم حتى يَمْسسْ تلك البيرةِ؟
    Bu acayiple Oreo motorcuların beni meşgul etmesinin bir sebebi var mı? Open Subtitles أهنالكَ سببُ للمهرجين ودراجين الأوريو ليضيعوا وقتي ؟
    Küçük George'un kalp problemleri ve kalça ağrısındaki enzimlerin sebebi ne olabilir? Open Subtitles لا أذكرُ أنّك تناولتَ الفايكودين اليوم لا أذكرُ أنّني عيّنتُ أمّي هنا وما سببُ خللِ الأنزيمات
    Onu bu kadar sevmemizin nedeni hiç bir sınırının olmaması. Open Subtitles سببُ حبّنا الشديد لها أنّه ليس لديها أي حدود.
    ya da pardon, Terapinin beni seçmesinin nedeni, demem gerekir... benim bir empat* olmamdan kaynaklanıyor. Open Subtitles سببُ اختياري للعلاج النفسي أو المعذرة، سببُ اختياره لي
    Yalan söylemesi için bir sebep yok, Dr. Troy. Open Subtitles زبوني لَيْسَ لهُ سببُ لكَذِب، الدّكتور تروي.
    Kısa tişörtün bu kadar heyecan verici olmasının sebebi perde açıldığında şovun da hemen başlamasından Kev. Open Subtitles سببُ إيجادي للقميص مثيراً جدّاً هو أنّه كالستارة و خلفها المسرحية
    Ölüm sebebi ise ani bebek ölümü sendromu olarak geçiyordu. Open Subtitles سُجّلَ سببُ الموتِ على أنّه متلازمة الموت النامية المفاجئة.
    Biliyorum ki... Ailemin güvende olmasının sebebi senin beni zorlamandır. Open Subtitles إجباركَ لي على ذلك هو سببُ كون عائلتي آمنة
    Bu hapishanenin yeryüzündeki en kötü cehennem olmasının bir sebebi var. Umut. Open Subtitles هنالك سببُ لكون هذا السجن، أسوء جحيم على الأرض، إنّه الأمل
    sebebi başka bir şey olsa, bana söylerdin değil mi? Open Subtitles ستخبرني لو كان هناك سببُ أخر، أليس كذلك ؟
    Ancak bunca zamandır evli olmamızın sebebi bu. Open Subtitles لكن هذا سببُ بقائنا متزوجين طِوال هذهِ المُدة
    Ona bu saati vermenin sebebi neydi demiştin? Open Subtitles هذهِ الساعة ما كانَ سببُ ذلِكَـ مرةً أخرى؟
    Sormamızın nedeni konu Beşinci kol olunca, sürekli karşımıza siz çıkıyorsunuz. Open Subtitles سببُ سؤالنا هو أنّه عندما يتعلّقُ أمرٌ بالرتل الخامس، يظهرُ اسمكَ باستمرار.
    Sizi buraya çağırmamın nedeni artık herhangi bir ayrılığa gücümüzün yetmeyeceğini söylemektir. Open Subtitles سببُ إحضاركم إلى هنا اليوم، هو أنّه لا يسعنا أن نبقى منفصلين عن بعضنا أكثر.
    Burada olmamızın nedeni, bir hata yapıImış olması, ve bu hata yüzünden de bir anne ve oğlu şu an ayrılar. Open Subtitles سببُ وجودنا هو، خطأٌ ما قد أُرْتُكِب، وبسبب هذا الخطأ، أمٌّ وإبنها قد تفرّقا.
    Yeni bir ev arkadaşı aramamın nedeni o. Open Subtitles هو سببُ اني أَبْحثُ عن شريك غرفة جديد.
    Megan'ın kaçacak bir nedeni yoktu. Open Subtitles مايجن لَيْسَ لَها سببُ للهُرُوب.
    Bunu yapmasına, evin sebep olduğuna inanıyorum. Open Subtitles و أنا أؤمنُ أنّ هذا المنزل هو . سببُ ظلاله
    Şeytanların sıkıcı vaazlar dışında bir şeye sebep olduğu henüz kanıtlanmış değil. Open Subtitles إن الشياطين لم يُثبت عليها بعد أنها سببُ أي شيء سوى بعض العظات المملة.
    Yoksa gerçekten istediklerinin peşinde gidememene... bir başka sebep daha bulduğuna mı mutlusun sadece? Open Subtitles أَو أنت فقط مسرور أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ سببُ آخرُ...
    Bak, biliyorum bize o adamlardan daha fazla güvenmek için bir nedenin yok,... Open Subtitles أنظرى ، أَعْرفُ بأنهُ لَيْسَ لديَكَ سببُ للثقه .... بنا أكثر من ما يفعل هؤلاء الشباب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more