| Ve böylece aklımda Kuzey Kutbu'nda tam anlamıyla yüzlerce ve yüzlerce kez yüzdüm. | TED | و اذن حرفيا سبحت عبر القطب الشمالي مئات و مئات المرات في عقلي. |
| Suyun altında uyandım ve yukarıya doğru yolumu buldum ve sahile yüzdüm. | Open Subtitles | و استيقظت تحت الماء و سبحت إلى أعلى و سبحت حتى الشاطيء |
| Bunları almak için bir mil uzaktaki bir adaya yüzdüm. | Open Subtitles | لقد سبحت غلى جزيرة على بعد ميل من أجل هذه. |
| Fransız kızın sürdüğü bir tekneden kıyıya yüzdün. | Open Subtitles | سبحت نحو الشاطى من مركب كانت تقوده البنت الفرنسيه |
| Bunu dört beş kez yaptıktan sonra mahzun bakışlarla yanımdan yüzüp gitti. | TED | وبعد 4 او 5 محاولات سبحت نحوي بهذه النظرة الغريبة على وجهها |
| Bu davranışa 17 gün boyunca devam etti ve bu sürede 1600 kilometreden daha fazla yüzdü. | TED | لقد واصلت هذا السلوك لمدة 17 يومًا، وخلال هذا الوقت، سبحت لمسافة تتجاوز 1600 كيلومترًا. |
| Bir gece, bütün gücünü toplayıp okyanus tabanına doğru yüzmüş. | Open Subtitles | سبحت إلى اغمق جزء في البحر |
| Kuşağımı elime sımsıkı bastırarak yavaşça yüzerek oradan uzaklaştım. | TED | حسنا، لففت حزام الخصر بصعوبة حول يدي، وببساطة سبحت بعيدًا. |
| Olağanüstü kuşlar, hayvanlarla yaşadım. Küçük nehirlerimizde Güney Amerika timsahlarıyla beraber yüzdüm. | TED | لقد عشت مع طيور مذهلة، وحيوانات مذهلة لقد سبحت في أنهارنا الصغيرة مع تماسيحنا. |
| Çok hızlı bir şekilde erimekte olan buzdağlarının önünde yüzdüm. | TED | لقد سبحت امام كتل جليدية قد تقلصت كثيرا. |
| İlk yüz metrede yüzebildiğim kadar hızlı yüzdüm, sonra çok kısa sürede farkettim ki ellerimde büyük bir sorun vardı. | TED | سبحت بأسرع ما أستطيع لأول مائة متر ثم أدركت بسرعة جداً أن لديّ مشكلة كبيرة في يديّ |
| Sonra da havuzda yüzdüm. | Open Subtitles | ثم سبحت في النافورة طوال فترة ما بعد الظهر |
| Hayır, şelaleden değil. Akarsudan yüzdüm. | Open Subtitles | كلا لم اقفز من اعلي الشلالات انا سبحت في ماء النهر |
| Sanmıyorum. Fast food sektörü. Bu karanlık sularda ben de yüzdüm, arkadaşım. | Open Subtitles | إنها الوجبات السريعة لقد سبحت في هذه المياه االعكرة يا صديقي |
| Yeni gelmedim.Seni gördüm.Oradan atladın, buraya yüzdün. | Open Subtitles | ماذا تعني ان وصلت لتو؟ لقد رايتك قفزت من هناك و سبحت الى هنا |
| İyi yüzdün mü? | Open Subtitles | هل سبحت جيداً في حمام السباحة؟ |
| Gördüm seni. Oradan atladın, buraya yüzdün. | Open Subtitles | لقد رأيتك أنت قفزت من هناك و سبحت لهنا |
| Bir insanın başının dertte olduğunu görünce yüzüp geldim. | Open Subtitles | أنا سبحت عندما رأيت هذا الرجل الزميل فى مشكلة |
| Sizin için buraya kadar yüzdü. | Open Subtitles | لقد سبحت لهنا من أجلكم أيّها السيّدات والسّادة |
| Kaylee yunuslarla yüzmüş. | Open Subtitles | كايلي سبحت مع الدلافين |
| yüzerek Aras nehrini geçtim ve Rusya'ya ulaştım. | Open Subtitles | سبحت عبر نهر اراس ووصلت الى الاتحاد السوفييتي |
| Limana indiğimde, yüzmeye gittim ve birisi bunu bana ödünç verdi. | Open Subtitles | عندما ذهبت إلى المرفأ سبحت وأعارني إياها أحدهم |
| Oraya doğru yüzerken öleceğini biliyor muydun? | Open Subtitles | أكنت تعلم بأنّك كنت ستموت عندما سبحت هناك؟ |
| Çocukken sürekli burada yüzerdim. | Open Subtitles | و سبحت فيه طيلة الوقت عندما كنت طفلا |
| - O sularda yüzersen, dibe çekilebilirsin. | Open Subtitles | إذا سبحت في هذة المياة قد تغرق في الأعماق |
| Evet, bir gözüm kör ve diğeri de az yediğim için enfeksiyon kaptı yorgundum ve çok fazla klor içeren bir havuzda yüzmüştüm ve gözlüklerimi de Lands Optik'te unutmuştum ama o balığı gördüm! | Open Subtitles | بالتأكيد أنا أعور.وعيني الأخرى كانت مصابة في هذا اليوم وكنت مرهقا أيضا.. كما انني سبحت في حوض ملئ بالكلورين |