Spot'un burada bir stereo kamera takımı var ve merkezde bir akışımız var. | TED | الآن، سبوت لديه مجموعة من الكاميرات هنا، ولدينا بث لما يشاهده الآلي الآن. |
- Bir şeyler yemek zorundasın. - Spot geri gelmeden yemeyeceğim. | Open Subtitles | عليك أن تأكل شيئاً لن آكل شيئاً قبل أن يعود سبوت |
Spot, çevrimiçi ve anonim bir raporlama aracı. İş yerinde olan taciz ve ayrımcılığı | TED | سبوت هو أداة على الانترنت للتبليغ كمجهول والتي تساعدك على تسجيل التحرش والتمييز في بيئة العمل. |
Bowling salonundan eve geldiğini, yıkandığını ve White Spot'ta akşam yemeği yediğini söylüyorsun. | Open Subtitles | تقول انك عدت للبيت من صالة البولينج اغتسلت، ثم تناولت العشاء لدى وايت سبوت |
Benek, bu bayan sayesinde yeniden gururlu hissediyorum. | Open Subtitles | سبوت) ، لدي تلك السيدة طريقة) تجعلني أشعر أني فخور بنفسي |
Burası 1924'te yaşlılıktan ölen köpeğim Spot'u gömdüğüm yer. | Open Subtitles | هنا دفنت كلبى سبوت عندما مات لتقدمه فى السن فى عام 1924 |
Spot dikenli tellere takılmıştı. Mikrop kaptı. | Open Subtitles | علق سبوت بالاسلاك الشائكة اصيب على اثرها |
Tükendiğindeyse, Spot başka gama radyasyon kaynağının peşine düşecekti. | Open Subtitles | واذا نفدت سبوت سيتبع مصادر أخرى لأشعة غاما |
Spot'un fizyolojisi aynı türdense Duncan'ın karışımı aynı etkiyi yapar. | Open Subtitles | بسبب الجفاف إذا وظائف سبوت مشابهة سيكون لدواء دنكان نفس التأثير |
Spot, ana boru hattındaki kapalı vanaları yarıp geçti. - Tesisin dışına çıktı. | Open Subtitles | كان سبوت يكسر صمامات الإيقاف على خط الانابيب الرئيسي |
Son okudukları kitabın kahramanı Spot isminde bir köpek. | Open Subtitles | آخر كتاب قرأه أحدهم كان يحمل كلبا اسمه سبوت |
Blue Spot, buradaki ilk evime 2,5 kilometre mesafedeydi. | Open Subtitles | الـ بلو سبوت كان يبعد بمسافة حي ونصف عن أول منزل لي هنا |
Blue Spot'a kadar gelmişsin. Bryce'a bira aldırmışsın. | Open Subtitles | تقطع كل الطريق حتى بلو سبوت و تدع برايسي يشتري لك جعة |
Bu Seth Davis, benim bugünkü robot kovboyum, Spot'a yön vererek ona bazı genel talimatlar verecek ama bacak ve sensörlerin tüm koordinasyonu robotun içerideki bilgisayarı tarafından yapılıyor. | TED | هذا سيث دافيس، هو من سيتحكم في الآلي اليوم وسيعطي سبوت بعض الإتجاهات العامة بتوجيهه حولنا، ولكن كل تناسق حركات الأقدام وأجهزة الاستشعار تتم عن طريق الحاسب الآلي المتصل به. |
Köpeğim Spot için neler hissettiğimi biliyordu. | Open Subtitles | لقد علم كيف شعورى على كلبى سبوت |
Ancak Spot döndüğünde yalnız değildim. | Open Subtitles | فقط لم اكن لوحدى عندما عاد سبوت |
Spot'u bırakmayacağımızı söyle. | Open Subtitles | قل إننا سنتمكن من الاحتفاظ بـ سبوت |
- Haydi, dostum, kamyona bin. - Ben Spot'u bulacağım. Onu nasıl bulacaksın? | Open Subtitles | هيا ، اصعد إلى الشاحنة سأجد سبوت |
- Git topunu yakala, Spot! - Git yakala! Haydi! | Open Subtitles | هيا ، أذهب وأحضر الكرة يا سبوت |
Benek koklayarak her şeyi bulabilir. Buna daha önce şahit oldum. | Open Subtitles | بوسع (سبوت) أنّ يشتم أي شيء، رأيته يفعل ذلك |
- Arkadaşlarım bana Spots derler. | Open Subtitles | - اصدقائى يدعونى سبوت |
- Bay Beş Papel Charlie'den ödemeli bir aramanız var. | Open Subtitles | -أجل؟ -معيّ مكالمة من السيّد (فايف سبوت تشارلي ) |