"ستبيع" - Translation from Arabic to Turkish

    • satacaksın
        
    • satıyor
        
    • satacak
        
    • satıyorsun
        
    • satar
        
    • satarsın
        
    • satmak
        
    • sattığına
        
    • sattığını
        
    • satacaktır
        
    • satacaktın
        
    • satabildin
        
    • satacağına
        
    • inandırıcı yapan
        
    Dinle, ilk önce, çip'i onun bildiği tek yer olan, o havaalanında satacaksın, Open Subtitles اسمع, قبل كل شيء, ستبيع الرقاقة في المطار. المكان الوحيد الذي تعرف بأمره
    - Yani bu kitapları satacaksın ve ben payımı alamayacağım, öyle mi? Open Subtitles إذن ستبيع هذه الكتب، ولا أحصل أنا على نسبة ؟ أجل.
    Gözetleme uzmanı, dört Hollandalıya çalıntı veri satıyor. Gözetleme uzmanı. Müşteriler. Open Subtitles هي خبيرة مراقبه سارقة معلومات ستبيع البيانات لمشترون هولنديون
    Ordu için çalışan bir şirket uluslararası teröristlere silah satıyor. Open Subtitles شركة تمويل سلاح أمريكية ستبيع لإرهابيين عالميين
    - Bu gece sekizde listeyi satacak. - Nerede? Open Subtitles ـ إنها ستبيع القائمه فى الثامنه مساء الليله ـ ولكن أين ؟
    Orada imzalayacağın belgeler var. Bir alışveriş merkezi satıyorsun. Open Subtitles وثمة بعض الأوراق للتوقيع عليها ستبيع مركزاً تجارياً
    Süngerlerimi geri istiyorum. - Kazansaydık, bu biletleri satar mıydın? Open Subtitles هل كنت ستبيع هذه التذاكر اذا كنا نحن الفائزين أنا أراهن انك لما كنت
    Büyük gerçeği öğrenmek için ruhunu satarsın. Open Subtitles أنت ستبيع روحك للعثور على الحقيقة العظيمة.
    Uyuşturucu için bunları mı satacaksın? Open Subtitles هل ستبيع تلك الأغراض لتبتاع بها مخدرات ؟
    Hayvanlarını onun istediği fiyattan ve sadece ona satacaksın. Open Subtitles ستبيع أبقارك له فقط، وبالسعر الذي يريده.
    Duvarı inşa etmek için araziyi devlete satacaksın sanıyordum. Open Subtitles من أينَ سأحصل على هذا المال؟ ظننت أنكَ ستبيع الأرض للحكومة
    Bildiğin gibi, Shelby Fancie'yi satıyor. Ve ben de almak niyetindeyim. Open Subtitles كما تعلم شيلبي ستبيع فانسي و أنا أنوي شراءة
    Annem kulubeyi satıyor, hayatımın öpücüğünü, tecrübe ettim... Open Subtitles ،أمّي ستبيع الكوخ .. وقد حظيتُ للتو .. بأعظم قُبلة في حياتي
    Onu durdurmazsak, annen Bass Sanayi'yi 24 saat içinde satacak. Open Subtitles إن لم نوقف أمك, إلا فإنها ستبيع شركات باس الصناعية خلال 24 ساعة
    Mayans, Dungloe'dan alabildiğin kadarını satacak. Open Subtitles عصابة الماينز ستبيع من الأسلحة حسبما تحضره من دانجلو
    Otu kaçtan satıyorsun, ihtiyar? Open Subtitles كم ستبيع هذا العشب أيها الرجل العجوز؟
    - Kazansaydık, bu biletleri satar mıydın? Open Subtitles هل كنت ستبيع هذه التذاكر اذا كنا نحن الفائزين أنا أراهن انك لما كنت
    - Akıllıca bir hareket 28 tahvillerini eksiğine satmak, örneğin 99,10? Open Subtitles نعم حركة ذكية هل ستبيع 28 قطعة ذهب بنقص قيمته لنقل بـ99.10
    Bana o şeyleri gözden geçirme şansı vermeden sattığına inanamıyorum. Open Subtitles أنت تسد كامل باحتي. لا أصدق أنّك ستبيع أغراضي دون أن تعطيني فرصة لألقي نظرة عليها أولا.
    Tam olarak ne sattığını öğrenmek istiyor. Bu benim ortağım, Biggs. Open Subtitles هو يريد ان يعلم انك ستبيع هذا شريكي بيغز
    satacaktır ama köyden kimse almayacaktır. Open Subtitles إذاً ستبيع الأرض ولكن لا يوجد مزارع محلي سيشتريها
    Maskeyi Conrad Greene'ne satacaktın ve daha sonra beni yakalatacaktın. Open Subtitles أنت ستبيع القناع إلى كونراد جرين، ثمّ يسلّمني لهم.
    Bütün blok maçta olacak. Bir şey satabildin mi? Open Subtitles المربع السكني كله سوف يكون حاضراً لتلك المباراة هل ستبيع أي شئ؟
    Annemin şirketi satacağına hala inanamıyorum. Open Subtitles ولا زلت لا أصدّق أنّ أمّي ستبيع الشركة فعليًّا.
    Hikayeyi inandırıcı yapan detaylardır. Open Subtitles التفاصيل ستبيع قصتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more