"ستتأخر" - Translation from Arabic to Turkish

    • geç kalacaksın
        
    • gecikecek
        
    • geç kalacağını
        
    • gecikeceğini
        
    • geç kalacak
        
    • gecikti
        
    • gecikecekmiş
        
    • kaçıracaksın
        
    • ertelenmiştir
        
    • geç gelecek
        
    • geç kalıyorsun
        
    Öğrenciyim. Yaylan. Okula geç kalacaksın. Open Subtitles حسناً ستتأخر على المدرسة ، أخرج من الحافلة
    Sana kahvaltı hazırladım. Uyan artık, derse geç kalacaksın. Open Subtitles جلبت لك فطــورك هيـا إستيقظ ستتأخر عن صفك
    Bu iş için biraz gecikecek galiba. Open Subtitles حسنا تبدو بأنها ستتأخر قليلاً هذا هو الشئ
    geç kalacağını anlayınca arayabilirdin. Open Subtitles في مرحلة ما كنت تعرف انك ستتأخر كان يجب ان تتصل ليس بالأمر الصعب
    Anneni arayacaksındır umarım. Akşam yemeğine on sekiz ay gecikeceğini söylersin artık. Open Subtitles أتمنى أن تتصل بوالدك، لتخبرها أنك ستتأخر على العشاء لمدة 18 شهرًا
    Çıksa iyi olur yoksa devir teslim törenine geç kalacak. İçeride olan biten ne? Open Subtitles من الأفضل، وإلا ستتأخر على المراسم، ماذا يجرى هناك؟
    Dinlesene! Uçak zaten gecikti. Open Subtitles تبدو مملة لا شكرا اسمعي بالمناسبة الرحلة ستتأخر
    - geç kalacaksın. Arka koltukta soyunursun. Open Subtitles حسناً , ستتأخر ,عليك تغيير ملابسك في المقعد الخلفي
    - Uyan, uykucu. geç kalacaksın. Nasıl yapıyorsun gerçekten bilmiyorum. Open Subtitles ستتأخر مجددا. أنا لا أعرف حقا كيف تقوم بهذا.
    Bir daha da içki içmek ve kumar oynamak yok. Hadi çık artık, işe geç kalacaksın. Open Subtitles ‫ولا مزيد من الشرب والمشارطة ‫والآن اذهب، ستتأخر عن العمل
    Gitsen iyi olur, yoksa işe geç kalacaksın. Open Subtitles - إنه وعد - إذهب أنت الآن , ستتأخر على العمل - نعم , سأذهب -
    Okula yine geç kalacaksın. Open Subtitles أسرع يا " تومي " ، ستتأخر عن المدرسة مجددًا
    Babanın uçağı gecikecek. Bu yüzden 8'e kadar evde olmayacağım. Open Subtitles طائرة والدكِ ستتأخر لن أعود للمنزل قبل الثامنة أو ما يقرب من ذلك
    Bu gemi yine mi gecikecek? Open Subtitles أتساءل إن كانت السفينة ستتأخر مجددا
    Annesi geç kalacağını ve benim gelip gelemeyeceğimi sordu. Open Subtitles أمها أخبرتني أنّها ستتأخر وطلبت منّي القدوم.
    O sabah sekreterimi aradı ve geç kalacağını söyledi. Open Subtitles اتصلت بسكرتيرتي ذلك الصباح وقالت إنها ستتأخر
    Şu an bir reklam filminin seçmelerinde. gecikeceğini söyledi. Open Subtitles هي تُختبر لإعلان تلفزيون تجاري قالت بأنها ستتأخر
    Yani beni arayıp bir saat gecikeceğini söyleyemedin, öyle mi? Pekâlâ. Open Subtitles ولم تتمكن من الإتصال لتخبرني ، أنكَ ستتأخر لساعة؟
    O da seni görmekten mutlu olurdu ama sanırım geç kalacak gibi. Open Subtitles متأكد أنها ستحب رؤيتك أيضاً لكنها على الأرجح ستتأخر
    Yani bir buçuk saat gecikti. Open Subtitles مما يعني انها ستتأخر نصف ساعة
    Selina en az bir saat gecikecekmiş. Open Subtitles سيلينا ستتأخر على الأقل لسّاعة.
    Saat çalmadı. Dokuzu çeyrek geçiyor, uçağı kaçıracaksın. Open Subtitles لم ينطلق المنبّه، ستتأخر عن طائرتك، الساعة 9:
    Krakozhia'ya yapılacak olan 866 sayılı uçuş ikinci bir duyuruya kadar ertelenmiştir. Open Subtitles الرحلة 866 المتجهة إلى قراقوزيا ستتأخر حتّى إشعار آخر
    Vera bugün geç gelecek, bir tutuklu naklini senin halletmeni istiyorum. - Tabii Open Subtitles فيرا ستتأخر في الصباح لذى ارغب منك ان تهتمي في موضوع نقل السجناء
    Üstümü değiştirmeliyim, ve sen de yemeğe geç kalıyorsun. Open Subtitles يجب أن أذهب لتغيير ملابسي و أنت ستتأخر عن عشاءك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more