Hayır, konuşmayacaksınız! konuşacak ne var ki? | Open Subtitles | لا, لن تفعلي لماذا ستتحدثين في الغد؟ |
Kitty, Nobel alan iki kişi ve Margaret Atwood ile konuşacak neyin olabilir ki? | Open Subtitles | كيتي ما الذي ستتحدثين عنه مع... اثنين من الحائزين علي نوبل ومارجريت اوود؟ |
- Bu sabah hâkimle konuşacak mısın? | Open Subtitles | إذا ستتحدثين مع القاضي هذا الصباح؟ |
O dergiyi mi okuyacaksın yoksa benimle mi konuşacaksın? | Open Subtitles | ماذا ؟ هل ستقرأين المجلة أم ستتحدثين معي ؟ |
Biliyorum, sana karşı yanlış bir yaklaşım sergiledik, ama konuşacaksın. | Open Subtitles | أرى أننا استخدمنا الطريقة الخاطئة معكِ، لكنكِ ستتحدثين |
Evrensel Otorite'nizle konuşacaksınız ve tüm dünyanın teslim olmasını emredeceksiniz. | Open Subtitles | ستتحدثين إلى سلطة عالمكِ المركزية وتأمرينهم بالاستسلام العالمي |
Onunla benim için konuşacağını söylemiştin. Benim hakkımda iyi şeyler söyleyecektin. | Open Subtitles | قلتِ أنّكِ ستتحدثين معها من أجلي، قلتِ أنّك ستمدحينني. |
Ben de seninle gelirsem onunla konuşup bana anlattıklarını anlatır mısın? | Open Subtitles | لو جئت معك ستتحدثين إليه وستخبريه بما قلتيه لي |
Onunla konuşacak mısın? | Open Subtitles | هل ستتحدثين معه؟ |
Benimle konuşacak mısın? | Open Subtitles | هل ستتحدثين معي ؟ |
Beth, benimle konuşacak mısın? | Open Subtitles | هل ستتحدثين إليَّ يا ؟ |
Onunla konuşacak mısın? | Open Subtitles | هل ستتحدثين معه ؟ |
Onunla konuşacak mısın? | Open Subtitles | هل ستتحدثين أليه؟ |
Valiyle konuşacak mısınız? | Open Subtitles | وهل ستتحدثين مع المحافظ؟ |
bir anlaşma yaptık, kararlarını ben vereceğim ve diyorum ki Şu çocukla konuşacaksın. | Open Subtitles | أنا أتخذ قراراتك وأقول أنك ستتحدثين إليه |
Anlaşma yaptık. Kararları ben veriyorum ve onunla konuşacaksın. | Open Subtitles | عقدنا أتفاقا، أنا أتخذ قراراتك وأقول أنك ستتحدثين إليه |
Bütün gece kız arkadaşınla mı konuşacaksın yoksa içkilerimi verecek misin? | Open Subtitles | هل ستتحدثين مع عشيقتك طوال الليل أم ستجهزى شرابى ؟ |
O kadınla konuşacaksın. Sonra da güneye ineceğiz plajlara. | Open Subtitles | ستتحدثين إلى تلك المرأة ثم سنذهب إلى الجنوب ، إلى الشاطئ |
Polislere konuşacaksın nasılsa, Jackie. O yüzden bize de söyleyebilirsin. | Open Subtitles | ستتحدثين للشرطة يا جاكي, فمن الأحرى أن تخبرينا |
Evrensel Otorite'nizle konuşacaksınız ve tüm dünyanın teslim olmasını emredeceksiniz. | Open Subtitles | ستتحدثين إلى سلطة عالمكِ المركزية وتأمرينهم بالاستسلام العالمي |
Farketmez, çünkü zaten siz Ravens'lar hakkında konuşacaksınız. | Open Subtitles | هذا لا يَهْمُّ لأنك ستتحدثين عن الغُربانِ. |
Bir kez hatırladığımızda onlarla konuşacağını söylemiştin. | Open Subtitles | ،قلتِ أنك عندما تتذكرين كل شيء ستتحدثين معهم |
Bütün gün konuşup duracak mısın, yoksa benimle geliyor musun? | Open Subtitles | هل ستتحدثين طوال اليوم أم ستأتين معى؟ |