"ستجدها" - Translation from Arabic to Turkish

• bulacaksın
• bulacaksınız
• Bulacağın
• bulursun
• bulacağını
• bulacak
• Bulurdun
• Bulabilirsin
• bulacağınızı
• bulabilirsiniz

O an, cesareti kendinde bulamadığında onlarda bulacaksın.
في تلك اللحظة حينما لا تجدها في داخلك ستجدها فيهم

Sonra onu bulacaksın ve o güzel olacak ve mükemmel olacak.
ستجدها ذات يوم و ستكون جميلة و ستكون بالغة الكمال

Senin için doğru kişiyi bulman zaman alabilir ama eninde sonunda bulacaksın.
وقد تستغرق وقتاً طويلاً لتجد الشخص المناسب لكنك ستجدها

Eğer yeraltı herhangi bir yerinde açık artırma için bulacaksınız en iyi ruhlar.
أفضل الأرواح التي ستجدها في أي مكان في العالم السفلي

Bulacağın tüm o neşeyi düşün Geçmişi geride bıraktığında
"فكر بالسعادة التي ستجدها حينما تترك ماضيك خلفك"

uzaktan bakarsan mutlulukla dolu olduğunu görürsün... ama yaklaşırsan bir o kadar hüzün bulursun.
اذا نظرت نظره من بعيد ستجدها مملؤه سعاده لكن عن قرب ستجد الكثير من الحزن

Etkileyici bulacağını söylemiştim. Eğlenceli değil!
انا قلت انك ستجدها مسلية لا مسلية

Okları incele bir. Göreve layık bulacaksın.
تحقّق مِنْ هذه السهام أظنّك ستجدها كفيلة بالعمل

Er yada Geç onu bulacaksın ve gözlerindeki o sevgiyi göreceksin.
ستجدها وستري كل ذلك الخب في عينيها

Eğer getirirsen, sen daha eğlenceli bulacaksın.
لو كانت هناك مهمة يجب أن تتم ستجدها أكثر مرحاً... ستجدينها أكثر مرحاً لو جلبت لي البيرة.

Üzerinde sadece onun parmak izlerini bulacaksın.
فالبصمات الوحيدة التي ستجدها هي بصماتها

Birgün onu bulacaksın. Bak gözünün ulaştığı her yere.
"ستجدها يوما ما أو آخر" "فقط انظر هنا وهناك"

Talimatları ve avansı yarın posta kutunda bulacaksın.
# التفاصيل والمال # # ستجدها غداً في صندوق البريد #

Onları köprünün altında dere kıyısında bulacaksınız.
ستجدها بجوار النهر عند نهاية الجسر

Onu yeterince tanımıyorum ama bence onu oldukça istekli bulacaksınız.
لم أعرفها طويلاً لكن أظنك ستجدها متاحة

Gerçeği arıyorsan Bulacağın yer orası.
لو كنت تبحث عن الحقيقة فهناك ستجدها

Bir gün kendini bulursun, tüm dünya sana bağımlı olur.
وفي يوماً ما ستجدها كل العالم سوف يعتمد عليك

Seni kız kardeşimi aramaya zorlarsam, onu bulacağını biliyordum.
علمت، إن جعلتك تبحث عنها، ستجدها

Bunları bulacak ve ona ne yaptığını soracak.
ستجدها في بنطاله وتسأله عما كان يفعل

Bulurdun; buna şüphem yok.
كنت ستجدها لم يكن لدي أي تأثير

Başına dert olmayacaksan, Onu Wilshire Grand Otelinde Bulabilirsin.
إذا لم تسبب لها متاعب ستجدها عند فندق ويلشاير جراند.

Size nerede bulacağınızı söyleyeyim. Son derecede aptallık edip, oraya bakmadınız.
سأخبرك اين ستجدها, حيث كان يجب عليك ان تبحث من قبل

- Lütfen, oturun. Ama kanepeyi biraz nemli bulabilirsiniz.
تفضل بالجلوس، على الرغم من أنك ستجدها مبللة قليلة