| Hey, Carol, bu gece eve yalnız mı gidiyorsun? | Open Subtitles | هيه كارول، هل ستذهبين إلى البيت لوحدك الليلة؟ |
| Yazın eve solgun kuyruğunu bronzlaştırmak için gidiyorsun. | Open Subtitles | ستذهبين إلى منزلك للصيفية للترويح عن نفسك |
| Ciddi ciddi gargara almak için, apartmanına kadar gidecek misin? | Open Subtitles | هل ستذهبين إلى شُقّتكِ جِديّاً لِتُحضري غسولاً للفم؟ |
| Seninle ön kapıda buluşuruz. Onlara eve gideceğini söyle. | Open Subtitles | وألقاك عند الباب الأماميّ أخبريهما أنك ستذهبين إلى المنزل |
| - O zaman tuvalete gidip beni ararsın ve bana olanları anlatabilirsin. | Open Subtitles | حينها، ستذهبين إلى الحمام وتتصلين بي، وتخبريني بكل ماحصل |
| Bu gece Jessica Davis'in evindeki partiye gidiyor musun? | Open Subtitles | إذن، هل ستذهبين إلى تلك الحفلة الليلة في منزل جسيكا افيز؟ |
| Siz şeytan olmaya bir bölgeye gideceksiniz. | Open Subtitles | ستذهبين إلى رحلة خالية من الكائنات الشريرة. |
| Evet ama sen Kongo'ya gidiyorsun, ben burada bu aileyle çakılıp kaldım. | Open Subtitles | أجل ، لكنكِ ستذهبين إلى زائيير وأنا عالقة هنا مع عائلته |
| Dünyayı yönetmek ve heyecanlı bir hayat için San Fransisco'ya gidiyorsun. | Open Subtitles | ستذهبين إلى سان فرانسيسكو لإدارة العالم وبدء حياة مثيرة |
| Dünyayı yönetmek ve heyecanlı bir hayat için San Fransisco'ya gidiyorsun. | Open Subtitles | ستذهبين إلى سان فرانسيسكو لإدارة العالم وبدء حياة مثيرة |
| Sana ne kadar özeniyorum... Gerçek erkeklerin olduğu bir yere gidiyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي, أنا أحسدك ستذهبين إلى مكان فيه شبان |
| Çok tehlikeli bir yere gidiyorsun bu yüzden dikkatli ol. | Open Subtitles | ستذهبين إلى مكان خطير للغاية، لذا، توخي الحذر |
| Eve gitmiyor muyuz? Biz değil... Sen eve gidiyorsun. | Open Subtitles | لما لم نذهب إلى البيت ؟ أنت ستذهبين إلى البيت |
| Bu akşam Bronze'a gidecek misin? | Open Subtitles | إذاو هل ستذهبين إلى برونز الليلة؟ |
| Kış wonderland dansına gidecek misin? | Open Subtitles | هل ستذهبين إلى حفل الشّتاء الرّاقص ؟ |
| Yarın okul dansına gidecek misin? | Open Subtitles | اذا, هل ستذهبين إلى حفل الرقص غدا؟ |
| Parti dükkanına gideceğini söylemiştin, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أنتِ قلتِ أنكِ ستذهبين إلى متجر الحفلات , أتتذكرين؟ |
| Japonya'ya gideceğini neden bana söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبريني بأنكِ ستذهبين إلى اليابان ؟ |
| O yüzden eve gidip biraz dinleneceksin. | Open Subtitles | لذا.. ستذهبين إلى المنزل. وتحصلين على بعض الراحة. |
| Hem zaten orda annenin gittiği aynı okula gidiyor olacaksın. | Open Subtitles | وأنت ستذهبين إلى نفس المدرسة التي ذهبت اليها والدتك في نفس عمرك... |
| Aksi takdirde size yemin ediyorum, mezara hiç tatmadığını duygularla gideceksiniz. | Open Subtitles | أعدك أنك ستذهبين إلى قبرك مع أفضل أغنية لم تغنى |
| Sen de durduk yere bir menajerle düğüne gidecektin... | Open Subtitles | حسناً, كنتِ ستذهبين إلى زفاف مع منسق مواعيد بلا سبب على الإطلاق |
| Depoya gideceğinizi biliyormuş. | Open Subtitles | لقد علم أنكِ ستذهبين إلى المستودع اليوم |
| Sonra sen, konuştuğumuz gibi Londra'ya gideceksin. | Open Subtitles | ثم ستذهبين إلى (لندن) كما ناقشنا الأمر |
| O kadar çabuk değil. Sete gitmiyor musun? Ben de seninle geliyorum. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة, ستذهبين إلى موقع التصوير؟ |
| Bugün yine üç saat alışverişe mi gideceksin? | Open Subtitles | هل ستذهبين إلى التسوق مرة أخرى لثلاثة ساعات اليوم ؟ |