Bak, Stringer'ı sokakta tutuklamadan bıraktığımızda ben de yanındaydım... ..bu bana da koydu. | Open Subtitles | لقد كنت معك عندما تركنا (سترينغر) طليقا في الشوارع وذلك يزعجني أنا أيضا |
Kasabadaki bir kadına ait ancak benim adamım Stringer Bell kullanıyor. | Open Subtitles | إنها مسجلة باسم امرأة لديها عنوان في المقاطعة -يوم السبت كان رجلي (سترينغر بل) يقودها |
Her neyse, artık elimizde Stringer Bell'e arabasını ödünç vermiş bir kadının adresi var. | Open Subtitles | على أية حال، حصلت على عنوان في (ودمور) لأمرأة تعير سيارتها لـ(سترينغر بل) |
Stringer Bell kulelerin oradan birini aradı. Uyuşturucu çıkmasını bekliyorduk. | Open Subtitles | على مكالمة (سترينغر بل) مع أحد من هاتف "البرج" ظننا أننا سنعثر على المخدرات |
Stringer gelip, değişiklikleri sana söyleyecek. | Open Subtitles | سيذهب (سترينغر) إلى هناك وسيراجع التغييرات |
Freamon, telefon kulübesini araştırdı Stringer Bell'e telefon açılmış. | Open Subtitles | تعقّب (فريمون) اتصالاً من هاتف قرب مكان الجريمة إلى جهاز نداء (سترينغر بل) |
Yani, sen de Wallace'a beklemesini söyledin, Stringer'ı aradın ve Stringer, bütün elemanları topladı. | Open Subtitles | إذاً طلبت من (والاس) الانتظار واتّصلت بـ(سترينغر) وجمع العصابة |
Stringer, Wallace'tan şüpheleniyordu, ve ona söyledim. | Open Subtitles | كان (سترينغر) قلقاً بشأن (والاس) وقلت له.. |
Yani, paranın çoğu, malın çoğu sizde kalacak ve Stringer Bell sokakta bütün işi yürütebilecek şekilde kalacak. | Open Subtitles | إذاً تحتفظون بمعظم المال والعقارات ويبقى (سترينغر بل) طليقاً وممسكاً بزمام الأمور |
Bu kadar hayata karşılık adam gibi bir hayat istiyorsan artık uyanıp Avon Barksdale ve Stringer Bell hakkında konuşmaya... | Open Subtitles | إن أردت الحصول على حكم المؤبد رغم كلّ هذه الجرائم فعليك أن تخبرنا عن (آيفون باركسدايل) و(سترينغر بل) |
Bak, Stringer, tavsiyelerin doğruydu anlıyor musun? | Open Subtitles | نصيحتك (سترينغر) كانت جيدة أريدك أن تعرف ذلك أتفهمني؟ |
Çocuk cinayeti söyledi. Ondan da fazlası, direk Stringer Bell dedi. | Open Subtitles | أطلعنا الولد على جريمة ولقد فضح أمر (سترينغر بل) |
"Stringer çocuğun kim olduğunu göstermemi söyledi." dedi. | Open Subtitles | يقول إن (سترينغر) طلب منه أن يرشدهم إلى الفتى |
Ve Stringer. Stringer'ında arabada olduğunu söyledin. | Open Subtitles | و(سترينغر)، قلت إنه كان في الشاحنة ولقد اتصل بك |
Bu yolla ne Avon'u ne de Stringer'i aynı yerde yakalarsınız. | Open Subtitles | لن تجمعوا (آيفون) و(سترينغر) في الغرفة نفسها مع المدمن |
Eğer Savino'yu Avon ya da Stringer hakkında konuşturabilirsen bu hem senin hem de bizim için daha iyi olur. | Open Subtitles | إن تمكنتَ من جعل (سافينو) يتكلم عن (آيفون) و(سترينغر) فسيكون ذلك مفيداً لنا ولك |
Orada Stringer'ın arkasındaydım, oturup sadece dinledim. | Open Subtitles | أنني كنت جالساً خلف (سترينغر) خلال المحاكمة أراقب وأسمع |
Senin ismini söylediler, Stringer, Wee-Bey... | Open Subtitles | (آيفون باركسدايل) استخدم اسمك وأسماء (سترينغر)، (ويبي) |
07 kim? Ve Stringer'ın hangi telefondan onu aramasını istiyor? | Open Subtitles | من هو المتّصل وعلى أيّ هاتف يطلب من (سترينغر) إعادة الاتّصال به؟ |
Olaydan 20 dakika sonra Stringer Bell'i arayan şerefsizin bulunduğu telefon kulübesi. | Open Subtitles | الهاتف الذي قام بواسطته سافل ما بالاتّصال بـ(سترينغر بل) بعد 20 دقيقة من إطلاق النار |
Marlo String'in kılına bile dokunamaz. String başka bir sebepten öldü. | Open Subtitles | مارلو) لا يمكنه إستهداف (بل) بهذه الطريقة) سترينغر) قُتِل لسبب آخر) |