Dinle, biliyorum bu şey sana göre değil ama eminim birazcık şans verirsen çok seveceksin. | Open Subtitles | و لكنني واثقة أنك لإذا أعطيته نصف فرصة ستستمتع به أنا أثق بكِ |
Sanırım bu sefer espressonu çok seveceksin. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستستمتع بقهوتك هذه المرة |
Biraz oyalan da eğlenceyi gör. Çok hoşuna gidecek. | Open Subtitles | ابقى و لتحظى بالمرح ستستمتع على نحو كبير |
Öğütme sesini çıkara kadar hoşuna gidiyordu. | Open Subtitles | كنت ستستمتع إلى أن بدأ بصنع تلك الضوضاء والطحن |
Bundan keyif alacaksın. Bu görsel ve işitsel alan müzik kutusu. | Open Subtitles | ستستمتع بمكبر الصوت المزدوج هذا |
Tüm işleri bırak. Hoşlanacağın, eğlenceli bir iş var. | Open Subtitles | أريد منك ترك كل شيء, لديّ مهمة ممتعة وبسيطة أعتقد أنك ستستمتع بها |
Burada çok eğleneceksin gerzek herif. | Open Subtitles | إنك ستستمتع هنا كثيراً أيها الأحمق |
Gazetecilik yapmaktan hoşlanacağını düşündüm. | Open Subtitles | لقد ظننت بأنك ستستمتع بالعمل لدى الصحافه. |
Bunu seveceksin. Betimleme konusunda yetenekli. | Open Subtitles | ستستمتع بهذا عندها ذوق حقيقي للوصف |
Bence seveceksin. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستستمتع به. -لماذا تضحكين علي؟ |
Pekala Dennis, bence bunu seveceksin. | Open Subtitles | حسنا يا (دنيس)، أعتقد أنت ستستمتع بهذا |
Okuman gereken başka kitaplar da var. Sanırım hoşuna gider? | Open Subtitles | ويوجد العديد من الكتب التي تستحق القراءة أنا متأكد من أنك ستستمتع بقرائتها |
Adını duydun mu bilmiyorum ama eminim kullanmak hoşuna gidecektir. | Open Subtitles | لا أظنك قد سمعت عنها، لكن أعتقد بانك ستستمتع حقاً بقيادة واحدة منها |
Tatilinden büyük keyif alacaksın." | Open Subtitles | ستستمتع بعطلتك على الشاطيء. |
Bir sonraki ucuz hilemden çok büyük keyif alacaksın bence. | Open Subtitles | أظنكَ ستستمتع بخدعتي القادمة. |
Ama sanırım bundan zevk alacaksın. | Open Subtitles | لكن هذا، أعتقد أنك ستستمتع به |
Anneannem, bunu görmenin sizin için eğlenceli olacağını düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | جدتي فكرت أنك ستستمتع أنترىشيئامنهذاالموسم. |
Efendim, bu dostluk maçı taç giydirme töreninde çok eğlenceli olacaktır. | Open Subtitles | سيدي.. هذه المباراة الودية ستستمتع بشكل عظيم |
Navigasyon sistemi çok kötü, ama bununla daha fazla eğleneceksin. | Open Subtitles | نظام الملاحة معطّل" "لكنّك ستستمتع أكثر بكثير |
Bizimle eğleneceksin. | Open Subtitles | ستستمتع برفقتنا. |
hoşlanacağını bildiğim bir görevim var senin için. | Open Subtitles | لديّ مهمّة أعلم أنّك ستستمتع بها |
Kusura bakmayın hanımlar. Sizin de hoşunuza giderdi. | Open Subtitles | انا اسف يا عزيزى كنت اعتقد انك ستستمتع بهذا ايضاً |
Benim locamda gösteriden çok daha fazla zevk alacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت أشعر أنك ستستمتع بالعرض أكثر في حجرتي |