"ستصلح" - Translation from Arabic to Turkish

    • tamir
        
    • düzelteceksin
        
    • düzelteceğini
        
    • düzeltecek
        
    • halledeceksin
        
    • onaracak
        
    Determinist falan olup olmaman umurumda değil, ...yarın şu küveti tamir ettiğin sürece. Open Subtitles أنا لا أهتم إن كنت من أتباعه أو لا، طالما أنك ستصلح المغسلة غداً.
    4/B'deki lavaboyu hallet, bu merdivenleri tamir etmen gerekiyordu. Open Subtitles عليك أن تهتم بتسليك الحوض فى الشقة رقم 4. قلتَ أنك ستصلح هذه الأشياء.
    Her şeyi düzelteceksin. Open Subtitles . و ستصلح كل شئ
    Nasıl düzelteceksin bakalım şimdi ha? Open Subtitles حسناً , نعم كيف ستصلح هذا ؟
    Taşınmanın her şeyi düzelteceğini düşünüyor ama düzeltmeyecek ve bir sonraki mükemmel yere doğru yola koyulacağız. Open Subtitles تظن أنها ستصلح كل شىء و لكنها لن تفعل و سوف نكون فى المكان المثالى القادم
    Tüm bunları düzeltecek misin? Open Subtitles هل يمكنك أن تعالجني؟ هل ستصلح كل هذا؟
    Bütün sorunlarımı halledeceksin öyle mi? Open Subtitles ستصلح كل مشاكلي؟
    Senin yardımınla, Bud, benim yönetimim delik sınırlarımızı onaracak... ve ters fasonculuğu durduracak. Open Subtitles بمساعدتك باد، إدارتي ستصلح حدودنا المخروقة و توقف استيراد العمالة
    Ve lavabo hakkında endişelenme. tamir edilebileceğini sanmıyorum. Open Subtitles ولا تقلق حول المغسلة لم أكن أعتقد بأنها ستصلح
    Bay Cunningham gelmeden bunu tamir edeceğine inanıyorum. Open Subtitles إنني واثق إنك ستصلح كل هذا قبل قدوم أستاذ كننجهام
    Bir "yırtık"ı tamir ettiğinizi düşünüyorsunuz, fakat o "yırtık" değil, bir "dalga"! Open Subtitles أنت تعتقد إنك ستصلح الثقب لكنه ليس ثقباً، إنه موجة
    Bilmiyorum, sanırım kapıyı tamir edeceğim dediğin zaman, yapmalısın. Open Subtitles لا أعرف، أعتقد هذا إن قُلت أنك ستصلح لها أي شييء، ومن الأفضل أنت تفعل.
    O pengueni tamir edeceksin istesen de istemesen de. Open Subtitles ستصلح هذا البطريق اللعين، أعجبت بالأمر أم لا،
    - "O pengueni tamir edeceksin!" - "Hayir, sen edeceksin!" Open Subtitles - ستصلح هذا البطريق" !" - كلا، أنت ستصلحه" !"
    Bu bana olmayacak. Benim için bunu düzelteceksin. Open Subtitles هذا لن يحدث لي، ستصلح الوضع.
    Çünkü düzelteceksin lan! Sana sebebini diyeyim. Open Subtitles ستصلح الأمر وسأخبرك لماذا
    - Bunu düzelteceksin. Open Subtitles أنت ستصلح ذلك. _BAR_
    Fakat dün gece, her şeyi düzelteceğini söylemiştin. Open Subtitles لكن البارحة قلت أنك ستصلح كل شئ
    Bana her şeyi düzelteceğini söylemiştin. Open Subtitles أخبرتني بأنك ستصلح كل شيئ
    Sylvan tutuklandığında da, bu işi düzelteceğini ve onun kurtulacağını söyledin. Open Subtitles وحين أُعتقِل (سيلفان) أخبرته بأنكَ ستصلح الوضع وبأنه سيطلق سراحه
    IVIG bunu düzeltecek. Open Subtitles الغلوبولينات الوريدية ستصلح هذا.
    Babamın hatırladıklarını düzeltecek misin? Open Subtitles هل ستصلح ذكريات أبى؟
    Bunu halledeceksin. Open Subtitles ستصلح أنت المشكلة
    Bundan sonra mühendis birliği 9 uncu ekibin bölgesini onaracak. Open Subtitles من الآن فصاعدا، وحدة الهندسة ستصلح ما قد يحدث في الفرقة التاسعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more