Digicore en büyük rakibine karşı büyük bir zafer kazandığını düşünecek. | Open Subtitles | ستعتقد شركة "ديجيكورب" أنها قد حققت نصراً مهماً على منافستها الكبرى |
Bütün okul onun büyük büyük büyük torunu olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | الآن المدرسة كلها ستعتقد أنك حفيده من الجيل الثالث |
Senin gibi bir sanatçı bile şüphelenirse polis ne düşünür? | Open Subtitles | لو كنت أنت ، الفنان ، تشكك ، ماذا ستعتقد الشرطة؟ |
Salak olduğumu düşüneceksin ama tüm bunların bir tür mesaj olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ستعتقد أنني غبي لقول هذا ..لكن الأمر برمته شعرت أنه مثل رسالة |
Eski Yüce ölmüş olacak da ondan ya da en azından o öyle sanacak. | Open Subtitles | لأن السامية القديمة ستكون ميتة أو على الأقل كما ستعتقد |
Bu kadar yağmur alan bir şehirde insanlarda bununla ilgili görgü kuralı olduğunu düşünürsün ama yok! | Open Subtitles | ستعتقد في مدينة بهذا المطر أن الناس تطور آداب التعامل ولكن لا |
Komik olan şey, büyük olasılıkla bunun bir iltifat olduğunu düşünecek olması. | Open Subtitles | وجاكي كالان هي من الأعضاء الجدد فيه الشئ الغريب أنها ستعتقد هذا كمديح ربما |
Kız benim salak olduğumu düşünecek. | Open Subtitles | نعم, سأخذها. هذه الفتاة ستعتقد أنِ أبلَه |
Alt katta, bizim gördüğü en amatör tipler olduğumuzu düşünecek bir aktris var. | Open Subtitles | هناك ممثلة بالطابق السفلي ستعتقد بأننا مجرد مجموعة من الهواة |
Eğer kem-küm yaparsan düzinelerce kadın olduğunu düşünür, doğru olarak kabul etmez. | Open Subtitles | ستعتقد ان لديك دستة، ولا يمكنك ان تبقى مسقيما |
Diğer bütün balayı süitleri odanın ezik olduğunu düşünür. | Open Subtitles | كل أجنحة شهر العسل الأخرى ستعتقد أن هذا الجناح فاشل |
Sana tuhaf bir şey söylesem delirdiğimi düşünür müydün? | Open Subtitles | اذا اخبرتك بشىء غريب هل ستعتقد انني مجنونه |
Çabucak ölmek isteyeceksin, ama olmayacak. Acaba o zaman ne düşüneceksin? | Open Subtitles | تريد الموت بسرعة لكنك لن تستطيع ماذا ستعتقد بعد ذلك؟ |
Richie'nin eli senden daha iyi olacak ama sen onun elinin kötü olduğunu düşüneceksin. | Open Subtitles | ستكون يد ريتشي أفضل منك و لكنك ستعتقد أنها يد ضعيفة |
Adalet Bakanlığı, iltimas geçiyoruz sanacak. | Open Subtitles | ستعتقد وزارة العدل أننا نقوم بالمحاباة هنا. |
Ama eğer ona ikinci ailemden bahsedersem onunla LA'e gitme sebebimin, San Diego'da Gail ile olabilmek olduğunu sanacak ki bu da beni, onun duygularıyla oynamış biri yapacak. | Open Subtitles | لكن إن أخبرتها عن عائلتي الثانية ستعتقد أنّي أجبرها على العيش في لوس أنجلوس حتّى أكون قريبا من غيل في سان دييغو |
Tabi böyle düşünürsün, çünkü bu hepimiz için daha fazla para demek. | Open Subtitles | بالطبع ستعتقد هذا, لأن هذا قد يعني مال اكثر لبقيتنا |
Yani geri dönmeyi düşünüyor ve seni aramak üzereydim ama sonra geri dönmeye korktum. | Open Subtitles | أعني، كنت أفكّر بالعوده كنت على وشك الأتصال ثم خشيت العوده وذلك لاني أعتقدت بأنك ستعتقد أن ذلك |
Aklından geçenleri bilse hasta olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | إذا عرفت ما يدور فى رأسك ستعتقد أنك مريض. |
Eğer suşiyi köpeklere verirsem şöyle düşünecekler... "Artık hep suşi yiyeceğim." | Open Subtitles | لأنه لو أعطيته للكلاب فهي ستعتقد أنها ستحصل عليه طوال الوقت |
Beyaz ışık olduğunu sanacaksın ama burada bulunma nedenim duyacağın son kelimeleri söylemek; beyaz ışık yok. | Open Subtitles | ستعتقد أنك ترى ضوء أبيض ولكن أنا هنا لأخبرك آخر كلمات ستسمعها أبداً |
Benimle hiç ilgisi yok ama polis olduğunu düşünecektir çünkü bunu yapan adam bir arkadaşımdı. | Open Subtitles | ولكن الشرطة ستعتقد أنني لي يدًا بالأمر، لأن الرجل الذي فعل ذلك كان صديقي |
İkiniz de öyle gururlusunuz ki ömrünüzün sonuna dek birbirinizden nefret ettiğinizi düşüneceksiniz. | Open Subtitles | لكنك باريت فخور جدا بحيث ستعتقد دائما بأنكم تكرهون بعضكم البعض |
Akşam haber izlerken, bunların çoğunun casusluk veya devletlerin işi olduğunu düşünürsünüz. | TED | فإذا كنت تشاهد الأخبار المسائية، ستعتقد أن معظم هذا هو تجسس أو نشاط للدولة القومية. |