Sana söz veriyorum Step'i rahat bırakacağım ve davadan vazgeçecek. | Open Subtitles | اسمع . انا اعدك سأترك ستيب وسادعه يتنازل عن القضيه |
Eğer Step bize tazminat davası açarsa büyük yükümlülük altına gireriz. | Open Subtitles | من اذا كان ستيب يريد مقاضاتنا بجانب المصالحه من التامين هذا سيكون عائق كبير |
Step, ne yapman gerektiğini sana söylemek istemem ama bu konuyu iyi düşünmeni isterim. | Open Subtitles | ستيب , لا اريد ان اقول لك ما تفعل لكن اريدك ان تفكر بهذا جيداً |
Hillary Tepesi'ne geçmemiz için gereken kılavuz halat yok. Tamam. | Open Subtitles | لا توجد هناك أيّ حبال موضوعة على شقوق (هيلاري ستيب)، حول. |
Hillary Basamağı'na giden çatlakta bağlı ip yok. Tamam. | Open Subtitles | لا توجد هناك أيّ حبال موضوعة على شقوق (هيلاري ستيب)، حول. |
Beni Michael Stipe gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تجعل صوتي مثل المطرب مايكل ستيب |
Lola Steppe, babamın adı Calum Steppe. 512 Bleeker caddesi. | Open Subtitles | "اسم أبي هو "كاليم ستيب "العنوان هو 512 شارع "بليكير |
İkinci olarak, Step'i yeni bölüm müdürünüz yapıyorum. | Open Subtitles | و ثانياً , ستيب سيكون مديراً للارضيه هنا |
Step beni dinle. | Open Subtitles | اسمع ستيب هذا شئ يجب ان تتعامل معه |
Don Wilkinson ya da Step Wilkinson. | Open Subtitles | دون ويلكينسين او ستيب ويلكينسين |
Tanrım! Step, üzgünüm. | Open Subtitles | حسنا , ياالاهي ستيب , انا اسفه |
Onun Step'le çıktığından haberin var mıydı? | Open Subtitles | هل تعلم انها كانت تخرج مع ستيب ؟ |
- Söyle bakalım, Step'le beraber olarak neyin peşindesin? | Open Subtitles | الان , مالذي تفعلينه مع ستيب ؟ |
Ben de çalışan bir adamım Step. | Open Subtitles | هل تعلم , انا رجل عامل ايضاً ستيب ؟ |
Sigortadan paranı alacaksın tabii ki Step. | Open Subtitles | سيكون هناك مال من التأمين , ستيب |
Evet, her gece birimizde kalır ve Full House ile Step by Step izlerdik. | Open Subtitles | وكنّا نبالغ في السهر ونشاهد (فول هاوس) و(ستيب باي ستيب) |
Hillary Tepesi'ne bir şişe oksijen gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج الى أسطوانة أكسجين في القمة من (هيلاري ستيب) |
Hillary Tepesi'nin altında oksijen şişesi ihtiyacınız var. | Open Subtitles | مفهوم أنت بحاجة الى أسطوانة أوكسجين في الجزء السفلي من (هيلاري ستيب) |
Hillary Basamağı'nın zirvesinde bir şişe oksijene ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج الى أسطوانة أكسجين في القمة من (هيلاري ستيب) |
Hillary Basamağı'nın eteğinde bir şişe oksijen gerektiği anlaşıldı. | Open Subtitles | مفهوم أنت بحاجة الى أسطوانة أوكسجين في الجزء السفلي من (هيلاري ستيب) |
Michael Stipe'a falan benzeyeceksin anasını satayım. | Open Subtitles | أعتقد بأنك ستشبه (مايكل ستيب) او شيئاً مثل ذلك " مايكل ستيب: مغني أمريكي مشهور بصلعته " -يجب أن نقوم بذلك |
Lola Steppe, Elle Gerard. | Open Subtitles | "مرحباً, أنا "لولا ستيب "و هي "إلا جيرارد |
İpleri düzeltmeleri için Anatoli ile Neal'i... Basamağın zirvesine gönderdik. | Open Subtitles | لقد أرسلنا (أناتولي) و (نيل) الى قمة (ستيب) لتثبيت الحبال |