Olivia Pope sihrini kötülük için değil, iyilik için kullanır. | Open Subtitles | لا تستخدم أوليفيا بوب سحرها بهدف الشر، بل تستخدمه للخير. |
Demir parmaklıklardan geçen sözcüklerin büyüsü yok oluyor. | Open Subtitles | لكن الهمسات التي تسربت عبر قضبان السجن فقدت سحرها |
İyi ve kötünün gri olduklarını fark edince, hikayeler de büyüsünü kaybetti. | Open Subtitles | عندما أدركت أن الخير والشر كانا رماديين فقدت القصص سحرها |
Willow geldi, beni çarptı ve kara büyü kitaplarının gücünü emdi. | Open Subtitles | ويلو وضعت سحرها عليّ وبعدها ذهبت مباشرةً إلي كتب الفن المظلم وامتصتهم حتي جفوا |
Bunun sihri yalnızca bir Büyücü ve bir Confessor'ı taşımaya yeter. | Open Subtitles | سحرها يحوي ما يكفي من قوة لنقل العرّاف و المؤمنة و حسب. |
Tıpkı seksi büyücüler gibi, Cynthia'nında büyüsünün etkisinde bir kaç adam var. | Open Subtitles | مثلما في السحر الجنسي, أنها تمتلك رجال عديدون تحت سحرها ونفوذها. |
Sonucu korkusu olmadan onu sihirli kullanmak edebilmek için. | Open Subtitles | أن تكون قادرة على استخدام سحرها دون أن تقلق من العواقب |
Öte yandan, hikayeleri ne kadar çok sevsem de, bir hikayenin sadece bir hikayeden fazla bir şey olarak algılanması halinde, sihrini de kaybettiğini düşünmeye başladım artık. | TED | وبقدر حبي للقصص, بدأت مؤخرا أرى أنها تفقد سحرها إذا ومتى ما نظر إليها كأكثر من كونها قصة. |
Neden sihrini kullanıp beni rahat bırakamıyor bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا إفهم لماذا هي لا تستطيع فعل سحرها وتجعلني إكون. |
Savaşmaya çalıştım fakat büyüsü çok güçlü. | Open Subtitles | ,لقد حاول ان احارب ذلك .لكن سحرها قوي جدا |
Belki artık görevini tamamladığı için, büyüsü işlemiyor olabilir. | Open Subtitles | ربما قدّ أنتها دورها الآن، و بات سحرها غير عامل. |
Boş verin Pusula'yı. Gidelim. büyüsünü püskürtebilirim. | Open Subtitles | أنسأمرالبوصلة، يمكنني أنّ أرد سحرها عليها. |
Yaz geldiğinde güneş hiç batmıyor ve günün 24 saati büyüsünü sergiliyor. | Open Subtitles | بحلول فصل الصيف لا تغيب الشمس أبداً وتلقي سحرها على مدار 24 ساعةً في اليوم |
Benim bu merdivenleri çıkmam için büyü kullanıyor. | Open Subtitles | تستعمل سحرها لتجبرني على صعود تلك السلالم |
Büyüyü hissetmiş olmalı. Hissettiğini gördüm. büyü gücü seninkine karşı koyabilecek kadar güçlü olmalı. | Open Subtitles | لقد رايتها وهى تشعر به ، لابد أن سحرها قوي لكى تقاومك |
sihri yüzünden bir hücreye kapatılıp cezalandırılmıştı. | Open Subtitles | كانت محبوسة بعيدا، و تمت معاقبتها بسبب سحرها |
Ama bütün evi didik didik ettiler. Terk edilmişti. Bütün bunlar onun büyüsünün bir parçası. | Open Subtitles | ـ انهم فتشوا المنزل بالكامل, لقد كان مهجوراً ـ انه كان جزء من سحرها |
Şu andan itibaren hayat denen bu çıIgınlığa sarılacağım ve sihirli iyileştiriciliğini göstermesine izin vereceğim. | Open Subtitles | ...بدءا من هذه اللحظة سوف أحاول إغتصاب هذا الشئ الصغير المجنون المسمى بالحياة و أتركها تعطينى بعض سحرها الشافى |
Bayan haklı. Fantezi olmadan hayat sadece hayat olarak kalır. Sihir bunun neresinde? | Open Subtitles | إنّها محقّة، لا طعم للحياة دون خيال، فأين سحرها في ذلك؟ |
Bir kadın böyle şeyler yaparsa Cazibesi kaybolur. | Open Subtitles | إذا كانت المرأة مثل تلك الأشياء سحرها يختفي |
Kabul ediyorum, onun cazibesine kapılmışlığım var. | Open Subtitles | أقر بأنني أعرف سحرها أفضل من أي شخص آخر. |
Erkeklere yakınlaşmak için cazibesini kullanıyor. Nen ile öptüğü kişiyi 180 dakikalığına kölesi yapıyor. Onlara vurulmuş gibi davranıyor ve ardından onları öpüyor. | Open Subtitles | تستخدم سحرها للإقتراب من الرجال، تتظاهر أنّها مهتمّة بهم ثم تقبلهم! |
Doğa, kendisinin sayısız görkemi içinde büyülü sonsuz çeşitliliği çoğumuzu, kendi çocuklarını birçok amaç için yarattı. | Open Subtitles | الطبيعة في روعتها الكاملة سحرها الوافر من |
Raflardaki her şeyi karıştırmışsın, büyüleri mahvettin. | Open Subtitles | لقد بدّلتي أماكن مساحيقي في الحمام و أفسدتي سحرها |
Sahip olduğun büyünün cinsinin onunkinden güçlü olup olmadığına göre değişir. | Open Subtitles | ذلك يعتمد ما إذا كان سحركِ الخاص أقوى من سحرها |