Ancak bizim karanlık bir lanetimiz, sihirli fasulyemiz veya gümüş ayakkabılarımız yok. | Open Subtitles | لكنْ ليست لدينا لعنة سوداء أو حبّة فاصولياء سحريّة أو خفّان فضّيان |
Örneğin, tahtada bir problemi çözdükten sonra, alkışlıyordum ve tahta sihirli bir şekilde siliniyordu. | TED | كمثال، بعد أن أنهي حل مسألة على السبورة، أصفق بيديّ، وبطريقة سحريّة تُمسح السبورة. |
O günden sonra, insanlar akrep ısırıklarını tedavi etmek için lapa yapmayı öğrendiler, bunu yaparken tıpkı tanrıçanın yaptığı gibi sihirli sözler söylediler. | TED | ومنذ ذلك اليوم، تعلّم البشر الكِمَادة لعلاج لسعات العقرب، بلفظ تعاويذ سحريّة تمامًا كتعاويذ الإلهة. |
Nostos gölü. Suyunun, bir zamanlar ölmüş olanı geri getirebilecek büyülü özelliklere sahip olduğu söylenir. | Open Subtitles | يُقال أنّ لمياهها خصائصَ سحريّة بإمكانها أن تعيد ما خسرتَه. |
Bu kuyudaki suyun, yerin altında bulunan bir gölden geldiğini söylerler ve o gölün de büyülü özellikleri var. | Open Subtitles | يُقال أنّ مياه البئر، مصدرها بحيرةٌ جوفيّة، و لتلك البحيرة خصائصُ سحريّة. |
Peki, o zaman bir büyü yap da böbrekleri iyileşsin. Böylece test yapacak idrarı çıkarabilir. | Open Subtitles | عظيم، ستلقين رُقيتكِ عليها إذن وتعالجين كليتيها بطريقة سحريّة |
Ölümüne korkmuş bir anneye en iyi şansımızın bir sihir numarası olduğunu söyleyemem. | Open Subtitles | ،لن أخبر أمّاً يتمكّن الهلع منها أنّ أفضل فرصة لنا هي خدعة سحريّة |
Solucan delikleri iki uzak yeri birbirine bağlayan sihirli kapılardır.. | Open Subtitles | الثقوب الدّوديّة هى مداخلٌ سحريّة تربُط بين موقعين بعيدين |
sihirli bir cinayetin kötü kalpli ikizi olmakla. | Open Subtitles | كونه توأم شرّير في جريمة قتل بخدع سحريّة |
Kırmızı, yeşil, kahve fasulyeleri ve limon tohumumuz var ama sihirli Fasulyelerimiz yok. | Open Subtitles | لدينا حبوب حمراء، وخضراء، وقهوة، وفاصوليا، وليس من حبوبٍ سحريّة. |
sihirli bir hapın tüm acıları sona erdireceği şeklinde bir aldatmaca. | Open Subtitles | فكرة وجود حبّةٍ سحريّة يمكن أن تبعد كلّ الألم ؟ |
Seni dünyalar arasında dolaştırabilecek sihirli bir fasulye. | Open Subtitles | كحبّة فاصولياء سحريّة. بإمكانها أنْ تنقلك بين العوالم. |
Sevgi, nezaket ve komple bir bakımla, üstüne bir de sihirli formülle, Şirin Baba onu tam anlamıyla mavi bir şirine dönüştürmüş. | Open Subtitles | حبٌّ و لطف .. تحوّل كامل وبواسطة وصفة سحريّة خاصّة، حوّلها إلى سنفورة زرقاء أصليّة |
- sihirli GPS yer bulucu büyüsü falan mı yaptın? | Open Subtitles | هل استخدمتِ تعويذة اقتفاء سحريّة أو ما شابه؟ |
Evet, evet, güzelim. Durma al hadi. Bu sadece senin kullanabileceğin minik büyülü bir asa. | Open Subtitles | هيّا عزيزتي خذيها إنّها عصا سحريّة صغيرة من أجلك |
Ve gizli büyülü formül ile onu gerçek mavi Sirine haline getirdi. | Open Subtitles | وبواسطة وصفة سحريّة خاصّة، حوّلها إلى سنفورة زرقاء أصليّة |
Ve sen, mavi sirinler gibi büyülü güçleri olan özüt. | Open Subtitles | لو كنتم زرقاً مثل سنافر حقيقيّة عندها مسحوقكم سيمدّني بقوى سحريّة خارقة |
Yeni bir büyülü Hayvanlar Avcısı olarak başarılı sonuçlar elde etmeliyim. | Open Subtitles | باعتباري صيّاد وحوش سحريّة جديد، فإنّي بحاجة لإحراز نتائج. |
Ancak olağanüstü büyü gücüne sahip olanlar Dokuzlar'dan biri olmayı umabilirdi. | Open Subtitles | أولئك اللاتي امتلكنَ قُدرات سحريّة استثنائيّة هُنَّ مَنْ أمكنهُنّ أن يأملْنَ بكونهنّ واحدةً من التسعة فحسب. |
Gerçek Şirinler gibi mavi olmanız, böylece bana gerçek büyü gücünü verecek, gerçek Şirin özüne sahip olabilirdim. | Open Subtitles | لو كنتم زرقاً مثل سنافر حقيقيّة عندها مسحوقكم سيمدّني بقوى سحريّة خارقة |
Bu olay tümüyle otomatik. Bu bir sihir oyunu. | Open Subtitles | كلّ شيء كان إنسان أوتوماتيكيّاً هذه خدعة سحريّة |
Asiler olarak bilinirler. Cadı güçleri olan vampirler. | Open Subtitles | اشتهروا بانشقاقهم، مصّاصو دماء ذوو قوى سحريّة. |
Denilene göre suyun içinde büyüsel özellikler varmış. | Open Subtitles | المياه التي بداخله تحوي ميّزات سحريّة |