"سراحنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • serbest
        
    • bırakacak
        
    • bırakacaklar
        
    • gitmemize izin
        
    • bırakın
        
    Dersin sonuna doğru, bizler serbest bırakıldıktan sonraki hayatlarımıza ilişkin planlarıımız hakkında konuştukça savcılar heyecanlandı. TED وقرب نهاية الدراسة كان المدّعون متحمسين، حيث تحدثنا عن خططنا للحياة بعد إطلاق سراحنا.
    Kampta bir şeyler ayarlamaya çalışacağım. Eninde sonunda bizi serbest bırakırlar. Open Subtitles سأعقد الكثير من الصفقات في هذا المخيم عاجلا أم آجلا سيطلقون سراحنا
    Öldürmek için çok değerli serbest kalmak için çok tehlikeli. Open Subtitles نحن أثمن من أن يتم قتلنا و أخطر من أن يتم إطلاق سراحنا
    İstediğini aldın. Bizi bırakacak mısın? Open Subtitles لقد حصلت على مبتغاك هل ستطلق سراحنا الآن؟
    Bizi bırakacak olsalardı şimdiye bırakırlardı. Open Subtitles إذا كانوا سيطلقوا سراحنا لكانوا فعلوا ذلك الآن
    - O zaman anlatma. - Bizi bırakacaklar. Open Subtitles ـ إذن توقف عن إخباري ـ سوف يطلقون سراحنا
    gitmemize izin verirseniz onları durdururum. Open Subtitles لكن إن أطلقت سراحنا فسآمرهم بالإبتعاد عن هنا
    Safkan Olanlar, ailemiz değil! bırakın gidelim! Kız haklı. Open Subtitles أصحاب الأصل النقي ليسوا عائلاتنا، أطلقوا سراحنا - إنها على حق، دعونا نذهب -
    Az önce serbest bırakıldık ve ilk uçakla geri dönüyoruz. Open Subtitles لقد اطلقوا سراحنا ونحن قادمون على الطائرة القادمة
    Daha önce söylediğim gibi, yağmur mevsimi gelene kadar bizi serbest... Open Subtitles سوف يتم إطلاق سراحنا عندما يجيء المطر ...كما أخبرتك من قبل
    Ama temyiz sonuçlanana kadar serbest bırakıldık. Open Subtitles لكن تم إطلاق سراحنا بعد ماقمنا بالأستئناف
    Bu anahtarlara ele geçirmeliyiz. Eğer hepimiz serbest kalırsak, onları kolaylıkla saf dışı bırakabiliriz. Open Subtitles يجب أن نحصل على تلك المفاتيح، إن أطلق سراحنا جميعاً فيمكننا التفوق عليهم بسهولة
    Bizi sadece serbest bırakmakla kalmayacaksınız aynı zamanda başkentteki patronunuza şirketimizin başarılı olmasının sizin de işinize geleceğini ve işimize burnunuzu sokmamanız gerektiğini söyleyeceksiniz. Open Subtitles لن تقوموا فقط بإطلاق سراحنا من هنا الآن لكنكم ستتصلون برؤسائكم في العاصمة لتتأكدوا من أن شركتنا تسير في طريق النجاح
    ABD taleplerini yerine getirirse bizi serbest bırakıp, ülkemize dönmemize izin verecekler. Open Subtitles سيطلق سراحنا و سنعود إلى الولايات المتحدة.
    Zaman dolduğunda bu bizi serbest bırakacak. Open Subtitles ذلك ما سيطلق سراحنا عندما ينتهي الوقت.
    Zaman dolduğunda bu bizi serbest bırakacak. Open Subtitles ذلك ما سيطلق سراحنا عندما ينتهي الوقت.
    Eğer yaparsak bırakacak mısın bizi? Open Subtitles إنظر! هل ستطلقُ سراحنا إن تمكنا من إيقافِ النزيف؟
    Bizi birkaç saate bırakacaklar. Sadece izle. Open Subtitles سيطلقون سراحنا خلال بضع ساعات، راقب فحسب.
    Tuzağa düştüğünde bizi bırakacaklar. Open Subtitles عندما كان في فخ، و سيتم إطلاق سراحنا.
    - O zaman anlatma. - Bizi bırakacaklar. Open Subtitles ثم توقف عن اخبارى بأنهم سيطلقو سراحنا
    Bir şey bulamayacaklar ve gitmemize izin verecekler. Open Subtitles لن يستطيعوا توجيه أي تهمة ضدنا فسيطلق سراحنا
    Bir, şerifi aradın ve gitmemize izin verdi. Open Subtitles -مهلا ! معروفاً واحداً، إتصلت بالمأمور وأطلق سراحنا.
    Of, Tanrı aşkına! İyi değilim, bırakın da gidelim. Tabii ya. Open Subtitles بحق الرب لا اشعر بشكل جيد.أطلق سراحنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more