"سراحها" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bırak
        
    • serbest
        
    • Bırakın
        
    • özgür
        
    • taburcu
        
    • tahliye
        
    • gitsin
        
    • gitmesine izin
        
    • bırakmak
        
    • bırakıldı
        
    • bırakırsan
        
    • bırakacağım
        
    • bırakacağını
        
    Wyatt, kadını serbest Bırak. Onun yeri parmaklıkların ardı değil. Open Subtitles ويات يجب أن تطلق سراحها إنها لا تستحق السجن
    Onu Bırak gitsin, biz de işimize bakalım. Open Subtitles يجب أن تطلقى سراحها وبالتالى يمكننا مناقشة اعمالنا
    Böylesine kuvvetli ve asil olan bir av serbest kalma hakkını kazanmalı. Open Subtitles الطريدة التي تقدم صيداَ عظيماَ و نبيلاَ تكسب حقها في أطلاق سراحها
    serbest bıraktıktan birkaç dakika sonra beslenmeye devam eden yavrulara sahibiz. Open Subtitles كنا قد بدئنا بتمريض الجراء بعد بضع دقائق من إطلاق سراحها.
    Bu kadın Şahın koruması altında. Derhal onu serbest Bırakın. Open Subtitles .هذه الإمرأة تحت حماية الشاه .أطلقوا سراحها بالفور
    Ve umarım özgür kalır. Öldürmek için özgür kalır. Open Subtitles وتمنيت ان يُطلق سراحها, وتكون حرة تماما حرة فى ان تقتل
    Bir akıl hastanesinden daha geçen hafta taburcu edildi. Open Subtitles لقد اطلق سراحها من المستفى النفسى الاسبوع الماضى
    Onu Bırak gitsin, biz de işimize bakalım. Open Subtitles يجب أن تطلقى سراحها وبالتالى يمكننا مناقشة اعمالنا
    gitmesine izin ver. serbest Bırak. Open Subtitles فقط دعها تمضى فقط أطلق سراحها , ياللمسيح
    Paris'te nerede olduğunu bilmek ister misin? Bırak onu o zaman. Open Subtitles اذا اردت ان تعرف اين بباريس اطلق سراحها اولا
    Hepsini Bırak gitsin, go's. Open Subtitles إنها في صندوق سيارتي كل شيء هناك, أطلق سراحها
    Ardından serbest Bırak. Bir daha yapmayacak. Open Subtitles ثم يمكنكم إطلاق سراحها, فلن تقوم بذلك مرة أخرى
    Eğer itiraf etmezse, serbest kalır. Olayı çözme şansımızı kaybederiz. Open Subtitles اذا لم تتكلم سوف نطلق سراحها وسنفقد الفرصة لمعرفة الحقيقة
    Sanırım beni yakaladığına göre, baban kızı serbest bırakır artık. Open Subtitles أفترض أن أباك سوف يطلق سراحها الآن بما أنكم أمسكتموني
    Ama serbest kaldıysa niye kendi çocuğunu almak için öldürdü ki? Open Subtitles لكن ان تم اطلاق سراحها لم ستقوم بالقتل لتحصل على ابنها؟
    Öylesine unutsak bunu? Onu Bırakın ve unutalım. Open Subtitles ماذا عن إطلاق سراحها وينتهي الأمر عند ذلك الحد؟
    Boomer'ı özgür bırakmak istemiyoruz. Onu ihanetle yargılamak istiyoruz. Open Subtitles , لا نرغب بإطلاق سراحها بل بمُحكامتها بالخيانة
    - Illinois'de yaşıyorlar. - Christine'nin taburcu edilince gideceği yer. Open Subtitles انهم يعشون فى اللينوى وهذا حيث ستذهب , كرستين , بعد اطلاق سراحها
    Bize anlatabileceğin herşey şartlı tahliye olmasına yardımcı olabilir. Open Subtitles أي شيء تخبرنا به سيساعد في الموافقة على اطلاق سراحها.
    Veritabanını kucaklarsan ve ona güzel bir site yapana kadar gitmesine izin vermezsin. TED أنت تحضن قاعدة بياناتك، لا تريد أن تطلق سراحها حتى تنشئ لها موقعاً جميلاً على الإنترنت.
    Dur biraz. Onu serbest bırakmak, kolay bir seçenek olmadı mı? Open Subtitles إنتظر، أليس هذا خياراً سهلاً كأنك تطلق سراحها ؟
    Tituba Mayıs ayına kadar gözaltında tutuldu ve daha sonra serbest bırakıldı. TED أُبقيت تيتيوبا محتجرة حتى ماي، ثم أطلق سراحها.
    Onu bırakırsan, güvenliği olmadan fazla yaşayacağını sanmıyorum. Open Subtitles أو اطلق سراحها وشك بأنها ستنجو لفترة طويلة بدون وسيلة حمايتها
    Mahkemeye Gittiğinde Gizlice Eve Girip Onu serbest bırakacağım Open Subtitles ما إن يذهب إلى المحكمة سوف أتسلل إلى داخل المنزل و أطلق سراحها
    Trityumu ona verirsek, Zola'yı serbest bırakacağını başarısız olur veya polise gidersek onu öldüreceğini söyledi. Open Subtitles لقد قال إن سلمناه هذا التريتيوم سيطلق سراحها لكن إن فشلنا أو حاولنا طلب مساعدة الشرطة فإنه سيقتلها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more